Home Icon
Arrow
Arrow
Prostat Kanseri Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Prostat Kanseri Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Prostat kanseri, günümüzde en sık rastlanan kanser çeşitleri arasında yer alır. Ölüm oranı en yüksek kanser türlerinden biri olan prostat kanserinin ilk evrelerinde fazla belirtisi görülemediği için teşhisi ve tedavisi de zordur. Oldukça yavaş bir şekilde ilerleme gösterir. Bu durum ise kişilerin herhangi bir sağlık probleminden şüphe duymasına yol açmayacağı için ilerleyen evrelerde fark edilmeye başlar. Erken teşhisle ise tedavi şansı oldukça yüksektir.

Prostat Kanseri Nedir?

Erkeklerde prostat bezinde meydana gelen kötü huylu tümör, prostat kanseri nedir sorusu için en basit yanıt olabilir. Prostat bezi, mesanenin alt kısmında yer alır. Erkek üreme sisteminin bir parçasıdır. Testosteron hormonunun salgılanmasını sağlar. Sperm hücreleri de prostat sayesinde canlılığını korur. Prostatta kötü huylu tümörlerin oluşmasıyla kanser hastalığı ile karşı karşıya kalınır. Bu durum üreme sistemine de büyük oranda zarar verir.

Özellikle ilerleyen yaşlarla birlikte prostat kanseri riski de artar. Bu doğrultuda kansere yakalananların %60'lık bir kısmının, 65 yaş ve üzeri erkekler olduğunu söylemek mümkündür. Nadiren de olsa genç yaştaki kişilerin de prostat kanserine yakalanma riski bulunur. Bu nedenle de düzenli olarak bazı testlerin yaptırılması önerilir. Özellikle PSA kan testinin belirli bir yaştan sonra yaptırılması önerilir.

Prostat Kanseri Neden Olur?

Prostat kanserinin meydana gelme sebeplerinin başında aile geçmişi yer alır. Prostat kanseri, gen aktarımı ile nesilden nesile geçebilen bir sağlık problemidir. Aile bireylerinde prostat kanseri olan kişiler, ilerleyen yaşlarda bu kanser türü ile karşılaşabilir. Beslenme düzeni de prostat kanserinin oluşumunu tetikleyici unsurlar arasında yer alır. Dengesiz beslenmek ve yağ oranı yüksek besinler tüketmek, riski artırır.

Prostat kanseri oluşumunun bir diğer nedeni ise yaş faktörü olarak değerlendirilebilir. Kanserin neden oluştuğu hakkında kesin bir yanıt olmasa da yaşın ilerlemesine bağlı olarak kanserli hücrelerin oluştuğu bilinir. Prostat kanseri için uygulanması gereken bazı testler vardır. Belirli bir yaşın üzerindeki kişilerin bu testleri yaptırması gerekir. Geç kalınmış prostat kanseri hem farklı hastalıkların oluşmasına neden olabilir hem de ölümcül sonuçlar doğurabilir. 

Hormonal dengesizlikler de prostat kanseri oluşmasına yol açabilir. Bu kanser türünün ırka göre yatkınlığı da vardır. Özellikle Afrika kökenli erkeklerin prostat kanserine yakalanma riskinin daha yüksek olduğu hakkında bazı bilgiler bulunur. Bunların yanı sıra obezite problemine bağlı olarak da oluşumu gözlenebilir. Kişinin genel sağlık durumu, farklı hastalıkların meydana gelme riskini de tetikler.

Prostat Kanseri Belirtileri

Prostat kanseri belirtileri ilk evrelerde görülmeyebilir. Genellikle kanser ilerlemeye başladığında bazı belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerin başında ise idrar yapma güçlüğü yer alır. Kişiler idrar yapma aşamasında yanma hissedebilir. Aynı zamanda idrar yollarının tıkanmış olması gibi bir his de yaşanabilir. Bunun nedeni ise idrarın zor ve kesik kesik çıkmasıdır.

Prostat kanseri belirtileri nelerdir, sorusuna verilebilecek olan diğer bir yanıt ise sık idrara çıkmaktır. Kişi sürekli olarak idrar yapma ihtiyacı duyar. Gün içerisinde normalden daha fazla tuvalete gider. İdrar yapılamasa dahi kişi sürekli olarak tuvalete gitmesi gerektiğini düşünür. İdrar ya da menide kan görülme ihtimali de bu süreçte oldukça yüksektir.

Kişiler idrar yaparken zorlanma yaşadığı için bir süre sonra idrardan kan gelmesi ile karşı karşıya kalabilir. Cinsel birliktelik sonrasında ise meniden kan gelmesi, prostat kanserinin en önemli işaretlerinden birisidir. İdrar yaparken ortaya çıkan belirtiler, farklı hastalıkların belirtileri ile karıştırılabilir. Fakat meniden kan gelmesi cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ya da prostat kanserinden kaynaklanır.

Bu belirtilerin haricinde ise bir süre sonra kişilerde ereksiyon problemleri ortaya çıkabilir. Bu süreçte kişinin cinsel hayatında sorunlar görülmeye başlanabilir. Ereksiyon problemlerine ek olarak ise ejakülasyon yani halk dilinde boşalma olarak bilinen aşamada ağrı hissi meydana gelir. 

Prostat kanseri kemiğe metastaz yapabilir. Bu durumda ise bel ve kalça bölgelerinde ağrı hissi görülür. Alt pelvik bölgede ağrı yaşanması da muhtemeldir. Prostat kanseri bacak ağrısı oluşumuna da yol açar. İlerleyen süreçlerde ise bu ağrı hissinin farklı bölgelere yayılma ihtimali söz konusudur.

Prostat kanseri belirtisi olarak kilo kaybı da karşımıza çıkabilir. Ani bir şekilde kilo kaybı yaşanabileceği gibi kişi farkında olmadan yavaş yavaş da kilo vermeye başlayabilir. Bu belirtinin yavaş bir şekilde ilerlemesi ise kişinin yaşadığı kilo kaybını fark etmesini önleyebilir. Bu belirtiler aynı zamanda prostat büyümesinin göstergeleri arasındadır. 

Prostat Kanseri Teşhisi Nasıl Yapılır?

Prostat kanseri nasıl anlaşılır sorusunun yanıtı olarak hastalığın belirtileri öne sürülebilir. Fakat hastaya kesin bir tanı konulabilmesi için kişilerin muayene olması gerekir. Prostat kanseri teşhisi şu şekilde gerçekleşir;

  • Fiziksel Muayene ve Aile Öyküsü

Hastalar, ortaya çıkan belirtileri doktora eksiksiz bir şekilde bildirmelidir. Aynı zamanda bu muayene sürecinde hastanın aile öyküsü de dinlenir. Kişinin ailesinde prostat kanseri olup olmadığı öğrenilir. Aile geçmişinde prostat kanseri olan kişilerde görülen belirtiler, prostat kanseri riski ile ilgili daha net bilgiler elde edilmesine yardımcı olur. Prostat kanserinin ortalama %8'u, genetik yatkınlığa bağlı olarak ortaya çıkar. Fiziksel muayene esnasında ise makattan parmak kontrolü gerçekleştirilir.

  • Test ve Tahliller

Hastalara kesin bir teşhis konulabilmesi için bazı testler ve tahliller uygulanır. Özellikle PSA kan testi, prostat kanseri teşhisi için oldukça önemlidir. Kişinin kanındaki PSA değerleri, yapılan bu test yardımı ile ölçülür. 

PSA değerlerinin normalin daha altında olması, kanser riskinin olduğunu gösterir. PSA değerinin normalden daha yüksek şekilde sonuçlanması ise kişinin prostat kanserine yakalanma riskinin yüksek olduğunu gösteren bir durumdur. 

50 yaş ve üzeri bireylerin PSA testini düzenli olarak yaptırılması önerilir. Özellikle de aile bireylerinde prostat kanseri olan kişilerin 40'lı yaşlarda bu testi yaptırması, erken tanı açısından önemlidir.

  • Gelişmiş PSA Testi

Gelişmiş PSA testi, klasik test ve tahlillerden farklıdır. Gelişmiş PSA testi, klasik PSA testine kıyasla çok daha net sonuçlar elde edilmesine imkan sunar. 

  • Transrektal Ultrasonografi

Transrektal ultasonografi diğer bir ismi ile makat ultrasonu olarak da bilinir. Ultrason cihazı küçük bir sonda yardımı ile makat bölgesine yerleştirilir. Bu işlem sayesinde anormal hücreler olup olmadığı kontrol edilir.

  • Ultrasonik ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)

Bilgisayarlı görüntüleme sistemleri sayesinde, kanserli hücrelerin yeri daha kolay bir şekilde tespit edilir. Bu şekilde biyopsi için net bir bölge belirlenebilir hale gelir. Bu nedenle de biyopsi öncesinde ultrasonik ve manyetik rezonans görüntüleme yöntemlerine başvurulur.

  • Biyopsi

Yapılan kontroller ve uygulanan testler sonucunda, hastadan parça alınarak biyopsi işlemi gerçekleştirilir. Biyopsi işlemi sayesinde kişinin prostatında bulunan hücrelerin iyi huylu tümörler mi yoksa kötü huylu tümörler mi olduğu ortaya çıkar. 

  • Gleason Skoru

Gleason skoru, prostat kanserine neden olan hücrelerin yayılımını kontrol eden bir işlemdir. Bu işlem genellikle biyopsi sonrasında uygulanır. Kanserli hücrelerin ilerleme durumu 2 ila 10 arasında değerlendirir. Bu nedenle de skor olarak isimlendirilir. 

2, kanserli hücrelerin oldukça yavaş bir şekilde yayılım gerçekleştiğini gösterir. Skor değerinin artması, yayılımın hızlanması olarak bilinir. 5-6 arası genellikle orta derece, 7 ila 10 arası ise kötü derece kanser olarak kabul edilir. 

Prostat Kanseri Evreleri

Prostat kanseri evreleri, 4 farklı aşama olarak değerlendirilir. PSA testi sayesinde kanserin hangi evrede olduğunun tespit edilmesi de kolaylaşmış olur. Bu kanser türü sinsi bir ilerleme gösterebilir. Fakat bu durum herkes için geçerli kabul edilmeyebilir. 

  • Prostat Kanseri 1. Evre Belirtileri

1. evrede kanserli hücreler belirli bir bölgede bulunur ve henüz yayılım göstermeye başlamamıştır. Bu evre erken tanı evresi olarak da kabul edilebilir. Prostat kanseri 1. evre belirtileri herkeste ortaya çıkmayabilir. Bu evrede belirti gören kişilerde ise; sık idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma ve idrar yaparken ağrı ya da yanma hissi meydana gelir.

  • Prostat Kanseri 2. Evre Belirtileri

Kanserin 2. evresinde kanserli hücreler prostat bölgesinde yayılır fakat farklı bölgelere yaylım göstermez. Bu evrede kanserin tehlikesi de artış göstermeye başlar. Prostat kanseri 2. evre belirtileri idrarda ya da menide kan görülme şeklinde ortaya çıkar. 2. evre, kendi içerisinde üç farklı evreye ayrılır. Bu evreler; 2A, 2B ve 2C olarak bilinir. 

2A aşamasında PSA değerleri 10 ila 19 arasındadır. Gleason rekoru ise 6 civarındadır. Bu aşamada uygulanabilecek iki farklı tedavi yöntemi bulunur. Bu tedavi yöntemleri aktif izlem ve cerrahi müdahaledir.

2B aşamasında, PSA değerleri 20'nin altında ve Gleason rekoru 7'dir. Bu aşamada ise üç farklı tedavi yöntemi bulunur. Bu tedavi yöntemleri; cerrahi müdahale, radyoterapi ve hormon tedavisidir.

2C evresinde ise PSA değeri 20'nin altında, Gleason rekoru ise 7 - 8 civarındadır. Bu aşamada hastalara; agresif tedavi, radyoterapi ve cerrahi operasyon uygulanır. 

  • Prostat Kanseri 3. Evre Belirtileri

Bu evrede prostat kanseri ilerlemeye başlar. Farklı bölgelere yayılım gerçekleşebilir. Oldukça tehlikeli bir evde olarak bilinir. Prostat kanseri 3. evre belirtileri, hastalığın 1. ve 2. evresinde görülen belirtiler ile aynı şekilde kendisini gösterir. 3. evrede de üç farklı alt evre vardır.

3A evresinde kanserli hücreler prostat içerisindedir ve başka bölgelere yayılmaz. PSA değeri ise 20'nin üzerine çıkmaya başlar. Gleason rekoru ise 8'in üzerinde seyreder. 2B tedavisindeki tedavi yöntemlerine bu aşamada da başvurulur. 

3B evresinde, kanserli hücreler prostatın dışına çıkmaya başlar ve bu süreç içerisinde PSA değerlerine bakılmaz. Gleason skoru 9'a yükselmeye başlar. Bu aşamada daha kapsamlı tedavi yöntemlerine başvurulur. 

3C evresinde ise yayılma hızlanır fakat lenflere tutunma gerçekleşmez. Gleason rekoru 9 ila 10 arasındadır. Agresif tedavi yöntemlerine başvurulur.

  • Prostat Kanseri 4. Evre Belirtileri

4. evre, kanserin son evresi olarak bilinir. Kanserli hücreler, lenf düğümleri başta olmak üzere vücudun birçok bölgesine yayılım gösterir. Tedavi edilmesi en zor olan aşamadır. Tedavi edilememe riski dahi söz konusudur. 

Son aşamada kişinin cinsel hayatı neredeyse tamamen sonlanır. İdrar problemlerinde ise şiddetlenme görülür. Prostat kanseri 4. evre belirtileri başladığında kişinin kanamaların şiddetinde artış meydana gelir. Aynı zamanda bu süreçte aşırı kilo kaybı da görülür. 2. ve 3. evrede olduğu gibi 4. evrenin de alt evreleri vardır. Bu evrede ise sadece 2 alt evre bulunur.

4A evresinde kanserli hücreler lenfe yakınlaşmış durumdadır ve tutunma gerçekleşmeye başlar. Bu evrede genellikle hormon tedavisine ve hormonal tedaviye başvurulur. Uygulanması mümkün ise cerrahi operasyon ile duruma müdahale edilebilir. 

4B evresinde kanserli hücreler, lenfe tutunmuştur. Aynı zamanda bu evrede diğer organlara da meastaz başlar. Bu durum ise diğer kanser türlerinin ortaya çıkmasına yol açabilir. Prostat kanseri özellikle 4B evresinde kemiklere yayılım gösterir. 

Kemiklere yayılımın gerçekleşmesi halinde ise kemik kanseri oluşumu meydana gelebilir. Kişinin sağlık durumu göz önüne alınarak farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. 

Bu aşamada prostat kanseri tedavisi var mı sorusuna net bir yanıt vermek pek mümkün değildir. Metastaz durumunda birden fazla tedavi yöntemine başvurulabilir.

Prostat Kanseri Tedavisi

Prostat kanseri tedavisi, kanserin hangi evrede olduğuna göre değişkenlik gösterir. Bu süreçte prostat kanseri ameliyatına başvurulabileceği gibi ışın tedavisinden de faydalanılabilir. Prostat kanseri için uygulanabilecek olan tedavi yöntemleri şu şekildedir:

  • Aktif İzlem

Aktif izlem tedavisi genellikle 1. evre prostat kanserinde uygulanan bir tedavi yöntemi olarak bilinir. Bu durum tam olarak bir tedavi değildir. Kişiye bazı testler uygulanır ve bu testlerin neticesinde kanser aşaması tespit edilir. Kişinin ilaç kullanmadan bu süreci atlatabilmesi adına gerçekleştirilen düzenli kontroller olarak adlandırılabilir.

  • Hormon Terapisi

Hormon terapisi, prostat kanserinde en sık başvurulan tedavi yöntemlerinden biridir. Bu terapi yönteminde anti-androjen ilaçların kullanımına yer verilir. Testosteron seviyesinin baskılanabilmesi için uygulanır. Böylelikle kanserli hücrelerin büyümesi ve yayılması önlenir.

  • Radyasyon Tedavisi

Bu tedavi yönteminde ise yüksek enerjili ışınlar kullanılır. Bu ışınlar sayesinde ise kanserli hücrelerin ortadan kaldırılması hedeflenir. Bu tedavi yöntemi, ışın tedavisi olarak da bilinir. Prostat kanseri ışın tedavisi sonuçları, kişinin genel sağlık durumuna ve kanserin evresine göre değişkenlik gösterir.

  • Kemoterapi

Çoğu kanser hastalığında kemoterapiye yer verilir. Genellikle ilerleyen evrelerde bu yönteme başvurulur. Bazı ilaçlar kullanılarak kanserli hücrelerin yok edilmesi hedeflenir. Aynı zamanda kişinin bağışıklık sisteminin güçlenebilmesi adına da kemoterapiye başvurulur.

  • Bifosfonat Tedavisi

Bu tedavi yöntemi 4B aşamasında daha sık uygulanır. Prostat kanserinin metastaz yapması halinde, kanserli hücreler kemiklere yayılmaya başlar. Kemik erimesinin ve kemik kanserinin önüne geçilebilmesi adına bifosfonat tedavisine başvurulur.

Uygulanan bu tedavi yöntemleri dışında ise prostat kanseri ameliyatı bulunur. Bu ameliyat türlerinin de farklı seçenekleri ve türleri vardır. Prostat kanseri için uygulanabilecek olan ameliyat türleri, şu şekilde bilinir;

  • Radikal Prostatektomi

Genellikle yayılım göstermemiş olan 1. evre prostat kanserinde uygulanan bir ameliyat türüdür. Cerrahi operasyon yardımı ile kanserli hücre prostattan çıkarılır. Klasik ameliyat yöntemlerinden birisi olarak bilinir. Bu ameliyat sayesinde kanser evrelerinin ilerlemesinin önüne geçilmesi de hedeflenir. Fakat kanserli hücrenin tamamının alındığından emin olunması gerekir. Herhangi bir kanser hücresinin bölgede kalması halinde kalan kanserli hücre büyümeye ve yayılım göstermeye başlayabilir. 

  • Açık Prostatektomi

Açık prostatektomi ameliyatının uygulanması, günümüzde azalma gösterir. Bunun nedeni ise yeni ameliyat türlerinin ortaya çıkmış olmasıdır. Açık prostatektomi, uygulanan en eski ameliyat türlerinden birisidir. İki farklı şekilde uygulanabilir. İlk yöntem radikal retropubik prostatektomidir. 

İkincisi ise radikal perinal prostatektomi olarak bilinir. Genel anestezi uygulanarak ameliyat gerçekleşir. alt karın bölgesi ile kasık kemiği arasında kesi açılır. Böylelikle prostat alınır. Mesanenin boşaltılabilmesi için ise kişinin cinsel organına tüp yerleştirilir.

  • Robotik Prostatektomi

Robotik sistemlerden faydalanılarak gerçekleştirilen bir ameliyat türüdür. Kişinin karın bölgesine birkaç küçük kesi açılır. Bu kesilerden ameliyat gerçekleşir. Diğer ameliyat türlerine kıyasla çok daha kolay ve acısızdır. Ameliyat sonrasında ise hastaların hastanede daha kısa süre kalması mümkündür. Bu ameliyat türü, en sık tercih edilen ameliyat türü olarak da bilinir. Cerrahin robotik kolları kullanması ile yapılan bir işlemdir. Bu nedenle de robotik prostatektomi ismi ile anılır. 

  • Laparoskopik Radikal Prostatektomi

Bu ameliyat türünde, da Vinci isimli robottan yardım alınır. Üç boyutlu görüntüleme sistemlerinden faydalanılarak ameliyat gerçekleştirilir. Oldukça hassasiyet gerektiren bir ameliyat türü olarak bilinir. Robotik prostatektomide de olduğu gibi karın bölgesine küçük kesiler açılarak ameliyat gerçekleştirilir. Laparoskopik radikal prostatektomi, en zor ameliyat türleri arasında da yer alır. 

Prostat Kanseri Beslenmesi Nasıl Olmalı?

Prostat kanserinde, hastaların beslenmelerine dikkat etmesi gerekir. Bu süreçte kişinin bağışıklık sisteminin güçlü kalması, kanser tedavisinin daha etkili olmasını sağlar. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlendiren besinlerin tüketimine ağırlık verilmesi gerekir. Bu süreçte dengeli bir şekilde beslenmek gerekir. Özellikle fazla yağlı besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Ayrıca şu noktalara dikkat edilmedir; 

  • Sebze ve meyve tüketimi oldukça önemlidir. Fakat tüketilecek olan sebze ve meyvelerin taze olmasına dikkat edilmelidir. Her meyve ve sebzeyi tüketmemek gerekir. Aynı zamanda sebze ve meyve tüketiminde aşırıya kaçılmamalıdır. Sağlıklı besinlerin dahi normalden fazla tüketilmesi, tüketilen besinin zararlı özelliklerinin ortaya çıkmasına yol açabilir.
  • Protein oranı yüksek ve yağ oranı düşük olan besinler tüketilmelidir. Fazla yağ içeren besinler, prostat kanserini olumsuz yönde etkiler. Yağ tüketirken özellikle doğal yağların tüketimine ağırlık verilmelidir. Kendinden yağlı olan meyve ve sebzeler tercih edilebilir. Örneğin az miktarda avokado tüketerek hem meyve ihtiyacı hem de yağ ihtiyacı dengeli bir şekilde karşılanmış olur. 
  • Vitamin alımı da bu süreçte en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan birisidir. Özellikle D vitamini alımına özen gösterilmesi gerekir. İçerisinde D vitamini barındıran besinlerin tüketimi tercih edilebilir. İşlenmiş gıdaların tüketiminden ise kesinlikle uzak durulması önerilir. Tam yağlı sütler ve süt ürünleri de bu süreçte kişinin sağlığını olumsuz etkileyecek besinler arasında yer alır. 
  • Et tüketiminin herhangi bir zararı yoktur. Fakat yağlı et tüketiminden de kaçınılması gerekir. Bunun haricinde ise antioksidan özelliği olan besinlerin tüketimine ağırlık verilmesi gerekir. 
  • Gün içerisinde bol su tüketilmelidir. Aynı zamanda doğal bitki çaylarından da faydalanılabilir. Prostat kanserinde kişilerde genellikle idrar problemleri ile karşılaşılır. Bu süreç oldukça ağrılıdır. İdrar yollarında tıkanıklık olmaması için hastaların bol sıvı tüketmesi gerekir. 
  • Selenyum, prostat kanseri için faydalıdır. Bu nedenle de sarımsak tüketimi önerilir. Yumurta ve deniz ürünleri de tüketilebilecek besinler arasında yer alır. 
  • Çinko bakımından zengin besinlerin tüketiminden de faydalanılması gerekir. Örneğin; fındık ve baklagiller çinko açısından zengin besinler arasında yer alır. 
  • Tam tahıllı besinler de prostat hastaları için önerilen gruptadır. 
  • Omega - 3 içeriğine sahip olan besinler de bu süreçte tüketilebilir. Fakat bu ürünleri tüketirken de yağ oranı düşük olan besinlerin tüketimi tercih edilebilir.
  • Likopen tüketimi de prostat kanseri hastaları için faydalıdır. Likopen domates, karpuz ve kuşburnunda çokça bulunur.
  • Yeşil çay içerisinde de çeşitli kimyasallar bulunur. Bu kimyasallar, kanserli hücrelerin yayılım göstermesini ve kontrolsüz büyümesini önlemeye yardımcı olur. 
  • Alkollü içeceklerden ve kafein içeren içeceklerden de uzak durulması gerekir. Bu içecek türleri, kanserli hücrelerin yayılmasını daha kolay bir hale getirir. 
  • Sigara kullanımı da kanserli hücrelerin yayılmasını kolaylaştırır. Bu nedenle sigara tüketimini azaltmak, hatta mümkünse sigarayı tamamen bırakmak gerekir.

Prostat kanserinde beslenme kadar egzersiz yapmak da önemlidir. Düzenli olarak egzersiz yapmak, ağrıların hafifletilmesine destek olur. Aynı zamanda kişinin kan akışının dengelenmesini de sağlar. Bu nedenle düzenli beslenmeye önem verilirken egzersiz yapmaya da özen gösterilmesi gerekir. 

* Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu Katkı Sağlamıştır .
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
tag Icon
prostat
kanser
tedavi
Talep & Bilgi Alma
Tümü
Chevron Down

Versiyon Geçmişi
Güncel Versiyon
20 Ocak 2025 13:38:06
Liv Yayın Kurulu
Sayfanın linki başarıyla kopyalandı!