Diyabet Polikliniği

Diyabet, vücuttaki kan şekerinin (glukoz) düzenlenmesinde sorun yaşanan bir metabolik bozukluktur.
Diyabet Polikliniği

Son Güncelleme Tarihi 1.10.2024 10:12:40

Diyabet, vücuttaki kan şekerinin (glukoz) düzenlenmesinde sorun yaşanan bir metabolik bozukluktur. Bu bozukluk, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi veya üretilen insülinin etkili bir şekilde kullanılamaması sonucunda ortaya çıkar. İnsülin, kan şekerini hücrelere taşıyan bir hormondur. Diyabet durumunda, kan şekerinin hücrelere taşınması zorlaşır, bu da yüksek kan şekeri seviyelerine yol açar.

Liv Hospital Diyabet Kliniği

Liv Hospital Diyabet Kliniği’nde diyabet tedavisinin temelini doğru beslenme ve düzenli egzersiz oluşturur. Bu tedavilerle yeterli kan şekeri kontrolü sağlanamıyorsa ilaç tedavisi eklenir. Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar haplar (oral antidiyabetikler) ve insülin olmak üzere iki gruptur.

Erişkin yaşta diyabet olan kişilerin çoğunluğu uzun yıllar, sadece oral antidiyabetiklerle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak vücudunda tam veya tama yakın insülin eksikliği olan, oral antidiyabetik tedaviye yanıt alınamayan veya bu ilaçları kullanması sakıncalı olan kişilerde tedavi insülinle yapılır. Bu tedavilerin doğru uygulanması için hastanın eğitimi şarttır ve bu nedenle eğitim tedavinin bir parçası olarak görülmelidir.

Hastanemizde diyabet hastaları, konusunda deneyimli endokrinolog, iç hastalıkları uzmanı, diyetisyen ve diyabet hemşiresinden oluşan ekip tarafından tetkik ve tedavi ediliyor; uzun süreli izlemleri yapılıyor; hastalara ve hasta yakınlarına diyabet eğitimi veriliyor. Ayrıca gelecekte diyabet hastalığı oluşma riskine sahip kişilerin erken tanısına ve hastalığın önlenmesine yönelik hizmetler veriliyor. İnsülin pompası, sürekli kan glukoz monitörizasyonu gibi teknolojik tedavi ve takip sistemleri de uygulanıyor.

Liv Hospital'da Diyabet Takip Sistemleri

Liv Hospital, son teknoloji diyabet takip sistemleri ile kan şekeri takibini daha kolay ve etkili hale getiriyor. Özellikle insülin kullanan hastalar için kan şekerini iyi seviyede tutmak büyük önem taşır. Geleneksel olarak hastalar, günde birkaç kez parmak ucunu delerek şeker ölçümü yaparken, cilde yerleştirilen sensörlerle sürekli şeker takibi sağlayan yeni sistemler sayesinde 24 saat boyunca kan şekerinin nasıl seyrettiği izlenebilir. Bu teknoloji, beslenme ve tedavi planlarının bireysel ihtiyaçlara göre ayarlanmasını mümkün kılar ve kan basıncı takibinde kullanılan Holter cihazına benzetilebilir.

Liv Hospital'da kullanılan şeker ölçüm sistemleri, hastaların farklı ihtiyaçlarına göre çeşitlilik gösterir. Bu sistemlerden biri, 14 gün boyunca parmak ucundan ölçüm yapmadan kan şekerini sürekli takip ederken, bir diğeri 6 günlük kayıt sağlar ve günde 2-3 kez parmak ucu ölçümü gerektirir. Uzaktan erişim imkanıyla, bu sistem hastanın hekimi veya yakınlarına kan şekeri hakkında bilgi gönderebilir ve kan şekeri çok düştüğünde alarm vererek uyarı sağlar. Bu sistemler özellikle insülin kullananlar, hamileler, parmak delmekten rahatsız olanlar ve uzaktan takip gereksinimi olan diyabet hastaları için idealdir.

 

Diyabet Nedir ve Kimlerde Görülür?

Diyabet, kandaki glikoz (şeker) seviyesinin normalin üzerinde olduğu bir durumdur. Glikoz, vücudunuzun enerji için kullandığı ana yakıttır. Pankreas, insülin adı verilen bir hormon üretir. İnsülin, glikozun hücrelere girmesine yardımcı olur. Şişman veya kilo fazlalığı olan, bel çevresi kalın kişilerde 40 yaşından sonra daha belirgin olmak üzere diyabet riski artar. Aşağıdakilerden bir veya daha fazlası eşlik ediyorsa bu risk artışı daha da fazladır.

Birinci derece yakın akrabasında (anne, baba, kardeş) diyabet bulunanlar, iri bebek doğuran veya daha önce gebelik şekeri tanısı almış kadınlar, yüksek tansiyonu olan kişiler, kan yağları yüksek olan kişiler, daha önce açlık şekeri sınırda yüksek (100-125 mg/dl) bulunanlar, gizli şeker tespit edilenler, polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınlar, atar damar hastalığı bulunanlar, düşük doğum tartılı doğan kişiler, fizik aktivitesi düşük olan kişiler, doymuş yağlardan zengin ve posa miktarı düşük beslenme alışkanlığı olanlar, şizofreni hastaları ve atipik antipsikotik ilaç kullanan kişiler, organ (özellikle böbrek) nakli yapılmış hastalar diyabet için risklidir.