Home Icon
Arrow
Arrow
Yenidoğan Sarılığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Yenidoğan Sarılığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Calendar Icon
03 Mart 2025
Doctor Image
Liv Hospital Ulus
Doç. Dr. Muhammet Ali Varkal
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Doctor Image
Liv Hospital Vadistanbul
Doç. Dr. Adem Dursun
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
İçindekiler
  • Yenidoğan Sarılığı Nedir?
  • Sarılığa Ne Neden Olur?
  • Hangi Bebekler Yüksek Risk Altındadır?
  • Anne Sütü Sarılığı Nedir ve Neden Olur?
  • Yenidoğan Sarılığının Belirtileri Nelerdir?
  • Sarılık Nasıl Teşhis Edilir?
  • Yenidoğan Sarılığı Nasıl Tedavi Edilir?
  • Yenidoğan Sarılığının Olası Komplikasyonları Nelerdir?
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Yenidoğan sarılığı özellikle erken doğumlarda daha sık görülen bir hastalık türü olarak bilinir. Bebeğin normalden daha erken bir süre içerisinde dünyaya gelmesi, gelişimini tamamlayamamasına neden olur. Bu nedenle de karaciğer yeterince filtreleme yapamaz. Karaciğerin filtreleme yapamaması halinde ise sarılık oluşumu meydana gelir. Erken doğum riski olan bebeklerde, anne adayının sezaryen doğum yapma ihtimali söz konusudur. Bebeğin ve annenin genel sağlık durumuna bağlı olarak, normal doğum da gerçekleşebilir. 

    Yenidoğan Sarılığı Nedir?

    Yenidoğan sarılığı, bebeklerde görülen hastalık çeşitlerinden biridir. Genellikle erken doğum ile dünyaya gelen bebeklerde görülüyor olsa da her yenidoğanda bu hastalığın görülme riski vardır. Bebek sarılığı olarak da bilinen bu hastalık, bebeklerin yaklaşık olarak %60'ında görülür. Prematüre bebeklerde ise yenidoğan sarılığının görülme ihtimali %80 civarındadır. 

    Yenidoğan sarılığı, bebeklerin cildinin ya da gözlerinin sarı bir renkte olması olarak bilinir. Doğum gerçekleştikten sonra ilk 24 saat boyunca bebekler gözlem altında tutulur. Böylelikle sarılık oluşumu olup olmadığı öğrenilir. Sarılık hastalığı ile doğan bebeklere, hastanede ilk müdahaleler yapılır. Genellikle zararsız bir hastalık olarak kabul edilir. Fakat hastalığın sonradan görülme riskine karşın, doktor kontrollerinin aksatılmaması gerekir. 

    Yenidoğan sarılığının bilinen farklı türleri vardır. En nadir görülen sarılık türü, patolojik sarılıktır. Patolojik sarılık belirtileri, bebek doğduktan sonra ilk 24 saatlik süre içerisinde ortaya çıkar. Bebeğin bilirubin seviyesinde hızlı bir artış meydana gelir. Diğer bir sarılık türü ise anne sütü sarılığıdır. Anne sütüne bağlı olarak bebeklerde sarılık görülür.

    En sık bilinen sarılık türü ise fizyolojik sarılıktır. Günümüzde en yaygın görülen yenidoğan sarılığıdır. Bebeğin bilirubin seviyesi anne karnındayken yükselmeye başlar. Doğduktan sonra sarılık görülür. Bazı bebeklerde görülen fizyolojik sarılık kendiliğinden geçebilir. Fakat geçmediği zaman tedavi edilmesi gerekir. Bu süreç içerisinde ise bebeklerin gözlem altında tutulması gerekir.

    Sarılığa Ne Neden Olur?

    Bilirubin seviyesi, sarılık oluşumunun temel nedenidir. Kanda belirli bir miktarda bilirubin bulunur. Bilirubin, kan yuvarlarının yıkımı sonucunda ortaya çıkan bir madde olarak da bilinir. Bu maddenin bebeğin kanında normalden daha yüksek bir seviyede bulunuyor olması, sarılık oluşumuna neden olur. 

    Yenidoğan sarılığı, herhangi bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkmaz. Yaygın görülen bir sağlık problemi olsa da genellikle geçicidir. Bebeklerin kanında yüksek miktarda bilirubin birikmesi, ciltte sararmaların oluşmasına neden olur. Özellikle gözlerin beyaz renkteki kısımlarında, sarı renk oluşumu gözlemlenir. 

    Sezaryen doğum, sarılık hastalığına neden olabilen durumlardan birisidir. Sezaryen doğum sonrasında anne, bebeği hemen besleyemez. Bu nedenle de bebek anne sütünü yetersiz alacağı için sarılık oluşum riski artar. Normal doğum ve epidural doğum sonrasında ise anne, bebeği emzirebilir. Bu nedenle de normal doğumda ve epidural doğumda sarılık riski, sezaryen doğuma göre daha düşüktür.

    Kan Grubu Uyuşmazlığı

    Sarılığa neden olan diğer bir etken ise kan grubu uyuşmazlığıdır. Anne ve bebeğin kan grubu uymayabilir. Örneğin annenin kan grubu negatif (-), bebeğin kan grubu ise pozitif (+) olabilir. Annenin kan grubu 0, bebeğin ise; A, B ya da AB olabilir. Bu durumda ise AB0 uyuşmazlığı ortaya çıkar. Görülen bu kan grubu uyuşmazlığına bağlı olarak annenin vücudu, bebeğin kan grubuna karşı antikor üretir. Bu antikor üretimi plasenta yolu ile bebeğe geçer. Bu durumda da yine bilirubin artışı meydana gelir ve sarılık oluşur.

    Yenidoğan sarılığının farklı nedenleri ise şu şekilde sıralanabilir;

    • Enzim eksiklikleri
    • İç kanama
    • Karaciğer bozukluğu
    • Viral enfeksiyonlar
    • Bakteriyel enfeksiyonlar
    • Bebeğin kanında enfeksiyon oluşumu (sepsis)
    • Safra kanalında tıkanıklık
    • Genetik hastalıklar
    • Orak hücre anemisi
    • Doğumun zor geçmesi
    • Çoklu gebelik
    • Doğum travması

    Yenidoğan sarılığına yol açan bazı nadir durumlar da söz konusudur. Karaciğer iltihabı da bu durumlar arasında yer alır. Biliyer artrizi ve galaktozemi de sarılık hastalığına neden olan nadir durumlardır.

    Yenidoğanlarda Sarılık Neden Yaygındır?

    Yenidoğanlarda sarılık hastalığının görülmesi oldukça yaygın bir durumdur. Bazı verilere göre; Türkiye, yenidoğan sarılığının en sık görüldüğü üçüncü ülke olarak bilinir. Bu hastalık türü dünya genelinde yaygındır. Yenidoğanlarda sarılık neden yaygındır sorusuna verilebilecek net bir yanıt söz konusu değildir. Yenidoğan bebeklerde bilirubin seviyesi genel olarak yüksek tespit edilir. Bu durumun sarılığa yol açıyor olması da yenidoğan sarılığının yaygın olma nedeni olarak kabul edilir.

    Hangi Bebekler Yüksek Risk Altındadır?

    Yenidoğan sarılığı her bebekte görülebilen bir sağlık problemidir. Fakat erken doğum riski olan bebeklerde, bu hastalığın görülme ihtimalinin daha yüksek olduğu bilinir. Aynı zamanda anne ile bebeğin kan uyuşmazlığı olması halinde de sarılık görülme riski artar. Annenin sütünün kesilmesi ya da yeteri miktarda süt üretiminin gerçekleşememesi, yenidoğan bebeğin yeterli miktarda anne sütü alamamasına neden olur. Yeterli miktarda anne sütü alamayan bebekler, yüksek risk altında olarak kabul edilir. Doğum esnasında, kafa derisi altında kanama oluşan bebeklerde de sarılık riski yüksek kabul edilir. 

    Suda doğum, son dönemlerde en sık tercih edilen doğum çeşitlerinden birisi haline geldi. Suda doğum da normal doğum ile benzerdir. Bebek doğal yollar ile dünyaya gelir. Fakat suda doğum gerçekleşecek ise alanında uzman hekimlerin de doğumda bulunması gerekir. Bu doğum sürecinde, bebekte sarılık oluşup oluşmadığını ya da farklı bir sağlık sorunu olup olmadığını teşhis edebilmek için sağlık kuruluşları ziyaret edilmelidir. Yenidoğan bebekler, hastane ortamında müşahede altında olmalıdır. 

    Anne Sütü Sarılığı Nedir ve Neden Olur?

    Emzirme sorunlarına bağlı olarak da sarılık oluşumu gözlemlenebilir. Anne sütü ve sarılık hastalığı arasında bağlantı vardır. Bebeğin yeterli miktarda anne sütü alamaması, sarılık hastalığına neden olur. Bebeklerin anne sütünü yeteri miktarda alamaması, bilirubin miktarında artış olmasına yol açar. Bu durum anne sütü sarılığı olarak da adlandırılır.

    Bebekler dünyaya geldikten sonra herhangi bir sarılık belirtisi görülmeyebilir. Fakat anne sütü alımından bir süre sonrasında bu belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle de doğumdan sonra belirli bir süre hastanede kalınması gerekir. Bebeğin kontrollerinin düzenli bir şekilde gerçekleşmesi için ve doğum sürecinin planlanabilmesi için hastanelerin sunmuş olduğu doğum paketleri değerlendirilebilir. Böylelikle hem anne hem de bebek daha rahat bir şekilde bu süreci atlatır.

    Yenidoğan Sarılığının Belirtileri Nelerdir?

    Yenidoğan sarılığı oluştuğunda, bebeklerde bazı belirtiler görülür. Gözlerde sararma, sarılık hastalığın ilk belirtilerinden birisidir. Aynı zamanda ciltte de sararmalar meydana gelir. Yenidoğan sarılığı belirtileri arasında şu maddelere yer verilir;

    • Yüz bölgesinde sararma
    • Kol ve bacaklara sararmaların yayılması
    • Beslenmek istememe
    • Sürekli olarak uyku hali

    Yenidoğan sarılığının belirtileri, doğumdan birkaç saat sonra görülmeye başlayabileceği gibi 2 ila 4 gün sonrasında da ortaya çıkabilir. Bebeklerin bu süreçte daha tiz bir seste ağladığına dair de bazı bilgiler söz konusudur. Fakat bu durum kesin bir belirti olarak kabul görmez. Fakat her ihtimale karşı bebeğin ağlama şeklini ve ses tonunu göz önünde bulundurmak gerekir. Taburcu işlemlerinden sonrasında da sarılık belirtileri görülmeye başlanabilir. Bu gibi durumlarda ise doğumun gerçekleştiği hastaneye giderek, bebeğin muayene edilmesi gereklidir.

    Bilirubin 5-8 mg/dl olduğunda sarılık, baş ile boyun arasında görülmeye başlar. 8 ila 10 mg/dl olduğunda; gövdenin üst kısmında, 10 ila 13 mg/dl olduğunda; gövdenin alt kısımlarında, 13 ila 16 mg/dl seviyelerinde görüldüğünde ise bacak ve kollarda sarılık meydana gelir. Bilirubin seviyesi 20 mg/dl civarına yükseldiğine ise sarılık el ve ayaklara kadar iner. Bu değerlerin belirlenmesi için bebeklerden alınan kan, laboratuvar ortamında incelenir.

    Sarılık Nasıl Teşhis Edilir?

    Yenidoğan sarılığı, fiziki belirtiler ile kendisini gösterir. Fakat hastalığa dair net bir teşhis konulması gereklidir. Bebekler ilk olarak fiziki muayeneden geçer. Muayene sonrasında ise bilirubin ölçümü yapılır. Aynı zamanda bazı kan testleri yardımı ile de sarılık teşhisi konulur. Bu süreçte bebeklerden topuk kanı alınır. Yenidoğanlarda kan alma işlemi genellikle topuktan yapılır. 

    Gerekli durumlarda cilt testi uygulanır. Bebeklerde uygulanan bu cilt testi, deriden geçen özel bir ışık sayesinde gerçekleşir. Transkütanöz bilirubinometre cihazı ile bu işlem gerçekleşir. Nadiren ultrason taramasına ve karaciğer biyopsisine başvurularak hastalık teşhis edilir.

    Sarılığın Şiddeti Nasıl Değerlendirilir?

    Sarılığın şiddeti, bilirubin değerine göre değerlendirilir. Bilirubin ölçümü sonucunda, hiperbilirubin görülüyor ise bu sarılık hastalığı olduğunun göstergesidir. Şiddetin değerlendirilmesi için anne ve bebeğin kan uyumuna bakılır. Daha sonrasında ise kan hemoglobin düzeyi kontrol edilir.

    Kandaki retikülosit değerlendirilir. Periferik yayma testi uygulanır. Gerekli durumlarda ise direkt coombs testi uygulanır. Bu testler yardımı ile hem sarılık hastalığının tanısı konulur hem de sarılığın şiddeti değerlendirilir. 

    Sarılığın şiddetini gösteren diğer bir nokta ise bebekte görülen belirtilerdir. Ciltte ve gözde meydana gelen sararmalar, hafif seyreden ve sık görülen fizyolojik sarılık hastalığının belirtileridir. Patalojik sarılık belirtileri daha farklı bir şekilde ortaya çıkabilir.

    Patolojik sarılık, yenidoğan sarılığının en nadir görülen ve en şiddetli türü olarak kabul edilir. Bu şiddetin değerlendirilmesi için belirtiler göz önüne alınır ve bazı kan testleri yapılır. Bilirubin değerinin hızla artış gösteriyor olması, şiddet derecesinin de arttığını gösterir.

    Kısaca belirtmek gerekir ise sarılığın şiddetini değerlendirebilmek için bebeklere bazı testler yapılır. Bu testlerin sonucuna bağlı olarak gerekli tedavi yöntemlerine başlanır. 

    Yenidoğan Sarılığı Nasıl Tedavi Edilir?

    Yenidoğan sarılığı bazı belirtiler ile ortaya çıkar. Hastalığa dair net bir teşhis konulması gerekir. Teşhis konulduktan sonrasında ise tedavi sürecine başlanır. Bazı durumlarda sarılık kendiliğinden geçer. Fakat hastalığın kendiliğinden geçemeyeceği durumlarda tercih edilebilecek üç farklı tedavi yöntemi vardır. İlk seçenek fototerapi tedavisidir. 

    Fototerapi diğer bir ismi ile ışık tedavisi olarak da bilinir. Bu tedavi yönteminin uygulanması için ilk olarak bebeğin kaç kilo doğduğu ve tedaviye başlanacağında kaç günlük olduğu göz önüne alınır. Yenidoğan sarılığı için uygulanabilecek tedavi yöntemleri arasında kan değişimi yer alır.

    Yenidoğan sarılığı tedavisi için uygulanacak olan diğer bir yöntem ise ilaç tedavisidir. Farmakolojik ilaçlar sayesinde bebeğin kanındaki bilirubin seviyesinin düşürülmesi hedeflenir. Bunların haricinde ise uygulanan farklı tedavi yöntemleri yoktur. Bebeklerde kenikterus oluşması halinde ise hem sarılık tedavisi hem de kernikterus tedavisi bir arada uygulanabilir.

    Fototerapi Nedir ve Nasıl Uygulanır?

    Fototerapi uygulaması için bebeğin kan değerlerindeki bilirubinin 15 mg/dL'nin üzerinde olması gerekir. Bu değer daha düşük bir seviyede ise ışık tedavisi uygulanması önerilmez. Bebeğin cildinde biriken bilirubin, ışık tedavisi ile temizlenir.

    Fototerapi esnasında uygulanan ışık sayesinde bilirubin suda eriyebilir hale gelir. Böylelikle kanda biriken fazla bilirubin, idrar yolu ile dışarı atılır. Bu sürecin sonunda ise ciltte ve gözde oluşan renk değişiklikleri ortadan kalkar.

    Işık tedavisi uygulanırken bebeklerin üzerinde sadece bebek bezi bulunur. Bebeklerin yüzlerine ise koruyucu maske takılır. Böylelikle bebeklerin gözleri, ışıktan zarar görmez. Işık tedavisi, sıvı kaybına yol açabilen bir durumdur. Bu nedenle de işlem sonrasında bebeklerin, 2 ya da 3 saatte bir düzenli olarak emzirilmesi gerekir.

    Kan Değişimi Hangi Durumlarda Gereklidir?

    Kan değişimi işlemi en nadir uygulanan tedavi yöntemleri arasında yer alır. Bebeğin kanında bulunan bilirubin seviyesinin 2-25 mg/dL ve üzeri olduğu durumlarda bu işleme başvurulur. Şiddetli sarılık durumunda uygulanır. Anne ve bebeğin kan uyuşmazlığı söz konusu ise ve annenin vücudu bebeğin kan grubuna uyum sağlayamazsa kan değişimi yapılabilir. 

    Sarılık hastalığının tedavisinde uygulanan diğer tedavi yöntemlerinin yetersiz kalması halinde, kan değişimi yapılır. Bu işlem, bebeğin kanının değiştirilmesi ile gerçekleşir. Bebeğin vücudundan az miktarda kan çekilir. Bu işlem birkaç kez tekraralar.

    Bebeğin çekilen kanı yerine ise donörden alınan kan, bebeğin vücuduna aktarılır. Bu işlem sayesinde kandaki bilirubin seviyesinin düşürülmesi hedeflenir. İşlem, yenidoğan bebek yoğun bakımında gerçekleştirilir ve sonrasında bebeğin bir süre dinlenmesi gerekir. Anne sütünün verilme sıklığının artırılması gerekli olabilir.

    Evde Sarılık Tedavisi Mümkün müdür?

    Yenidoğan sarılığı bazı durumlarda kendiliğinden geçer. Sarılık belirtileri, taburcu işlemlerinden birkaç gün sonra ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda bebeğin daha çok emzirilmesi gerekir. Bebeğin sıvı alımı ve yeterli beslenmesi, sarılık hastalığının iyileşmesine katkı sağlar. Sarılık oluşan bebeklerde anne sütü verilmesi çok önemlidir. Birçok kişi anne sütünden dolayı bebekte sarılık olduğunu düşünerek emzirmeyi bırakır. Bu hatalı bir davranıştır.

    Geçmiş dönemlerde yenidoğan sarılığı için bebeklere şekerli su verildiği bilinir. Bu uygulama günümüzde de bazı ebeveynler tarafından devam ettiriliyor olsa da yanlış bir davranıştır. Şekerli su, bebeğin kan şekerinin yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle de bebeklerin şeker dengesi bozulur ve tokluk hissi oluşur. Tokluk hissi oluşması halinde de bebekler, anne sütünü emmeyi azaltır. Anne sütünün yetersiz alınması da sarılık hastalığının şiddetini artırır. 

    Bebeklerin güneş ışığına tutulması ya da florasan ışık altına yatırılmaları da en yaygın uygulamalar arasında yer alır. Yapılan bu davranışın doğruluk payı vardır. Sarılık tedavisinde uygulanan ışık tedavisi ile benzerlik gösterir. Fakat bebeğin güneşe tutulması ya da florasan ışıkta yatırılması farklı komplikasyonların oluşumuna yol açabilir.

    Sarılık Tedavisinde Anne Sütü

    Evde sarılık tedavisi için yapılması gereken tek şey ise anne sütü verilmesidir. Bunun haricinde farklı bir tedavi yöntemi denemek, bebeğe zarar verebilir. Yenidoğan sarılığı görülmesi halinde, bebeklerin alanında uzman hekimler tarafından muayene edilmesi önerilir. Sarılık bazı durumlarda şiddetli bir şekilde seyredebilir. Bu nedenle de sarılık tedavisine başlanması gerekli olabilir.

    Annenin gün içerisinde en az 3 litre su içmesi ve protein ağırlıklı beslenmesi önerilir. Aynı zamanda mevsim sebzelerinin tüketilmesi de önemlidir. Böylelikle anne sütünün, sarılık tedavisindeki etkileri de artış gösterir. Doktorlar tarafından bebeğe verilen herhangi bir ilaç varsa bu ilaçların evde aksatılmadan kullanılması gerekir. Doktor kontrollerinin aksatılmamasına da özen gösterilmelidir.

    Yenidoğan Sarılığının Olası Komplikasyonları Nelerdir?

    Yenidoğan sarılığı genellikle zararsızdır. Kendiliğinden geçme ihtimali söz konusudur. Gerekli durumlarda ise kandaki bilirubin seviyesinin düşürülmesi adına bebeklere ilaç verilebilir. Fakat sarılığın şiddetli olması halinde farklı tedavi yöntemlerine başvurulur. Kandaki bilirubin seviyesinin belirli bir oranı geçmesi halinde, yenidoğan sarılığı şiddetli kabul edilir ve bazı komplikasyonlara yol açar. 

    Bilirubin seviyesinin normalin çok üzerinde olması, kernikterus oluşumuna yol açar. Bu duruma ise oldukça nadir rastlanır. Kernikterus, üç seviyede görülür.

    • İlk seviyesinde genellikle; beslenme ve emme problemleri, yüksek seslere tepki vermeme ve sürekli uyku hali görülür.
    • Orta seviyeye ilerlemiş olan kernikterus ise; bebeklerin çok yüksek sesli ağlamasına, sinirlilik haline ve kas gerginliğine neden olur. Kernikterusun son evresi, şiddetli evre olarak kabul edilir. Bu aşamada bebeklerin kaslarında sertlik oluşumu meydana gelir. Sırtta kamburlaşma görülebilir. Beslenme problemi ilerler ve bebekler nöbet geçirmeye başlar. 
    • Bilirubin seviyesinin çok yüksek seyretmesi halinde ortaya çıkabilecek olan Kernikterus, beyin kanamasına ya da beyin felcine neden olabilir. Bu süreçte bebeklerde yüksek ateş ve kusma da meydana gelebilir. Kernikterusa bağlı olarak karaciğer hasarı da ortaya çıkabilir. Olası bu komplikasyonlar çok nadirdir ve genellikle şiddetli yenidoğan sarılığı durumunda oraya çıkar. 

    Hafif seyreden yenidoğan sarılığında ortaya çıkabilecek komplikasyonlar arasında ise cildin bazı bölgelerinde sarı lekeler kalması yer alır. Bu durum ilerleyen süreçlerde kendiliğinden ortadan kalkabilir. Bunların haricinde ise yenidoğan sarılığının riski yoktur. Şiddetli vakalara çok sık rastlanmaz. 

    Sıkça Sorulan Sorular

    Sarılığı Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

    Yenidoğan sarılığı oldukça normal bir durum olarak kabul edilir ve önlenmesi pek mümkün değildir. Bu hastalık şiddetli olarak seyretmediği takdirde ise herhangi bir zararı yoktur. Bebeğin daha sık bir şekilde emzirilmesi, yenidoğan sarılığının şiddetlenmesini önleyebilir. Direkt olarak hastalık önlenemese de şiddetlenmesini önlemek mümkündür. Bu süreçte doktor kontrollerinin aksatılmaması gerekir.

    Anne ve Babalar Sarılık Konusunda Nelere Dikkat Etmelidir?

    Özellikle ilk kez ebeveyn olan kişiler, bebeklerde görülen her değişimde panik yaşar. Sarılık oluştuğunda, bebeklerin cilt ve göz kısımlarında renk değişimi meydana gelir. Bu noktada ilk yapılması gereken, bebeği doktora götürmektir. Anneler, sarılık oluşumunda anne sütünü kesmemelidir. Şekerli su gibi besinler ile bebeği kendileri tedavi etmeye çalışmamalıdır. 

    Yenidoğan Sarılığı Ne Kadar Sürer?

    Yenidoğan sarılığı genellikle fizyolojik sarılık olarak ortaya çıkar. Doğumdan ortalama olarak 3 - 4 gün sonra belirtiler görülür. İlk 10 günlük süreçte, yenidoğan sarılığı kendiliğinden ortadan kalkabilir. Fakat 10 günün sonunda iyileşmeyen bebeklerde ilaç tedavisine başvurulabilir. İlaç tedavisi, bebeğin kanındaki bilirubin seviyesi dengelenene kadar devam eder. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda ise ışık tedavisine başvurulur. Tedavi sürecinin ne kadar sürdüğü ise genellikle bebeğin kan değerlerine ve genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Ortalama olarak bir aylık süreç içerisinde sarılık iyileşir.

    Sarılık Geçtikten Sonra Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Sarılık geçtikten sonra genellikle tekrarlama söz konusu değildir. Sarılık belirtileri de bir süre sonra ortadan kalkmaya başlar. Sarılık geçtikten sonra anne sütünün düzenli olarak verilmesine dikkat edilmelidir. Bunun haricinde ise sarılık ile ilgili dikkat edilmesi gereken ekstra bir durum söz konusu değildir. 

    Anne Sütü ile Beslenme Sarılığı Etkiler mi?

    Anne sütü sarılığı, bebeklerin yeterli anne sütü alamamasından kaynaklanır. Bebeğe yeterli miktarda anne sütü verilmesi hem sarılık oluşumunun şiddetlenmesini önler hem de sarılık tedavisi için yardımcıdır. Anne sütü ile beslenme, yenidoğan sarılığını etkileyen en önemli nokta olarak bilinir. Bebeğin sağlığı açısından oldukça faydalıdır. 

    Sarılık Bulaşıcı mıdır?

    Yenidoğan sarılığının bulaşıcı olmadığı bilinir. Yenidoğan bebeklerin ortalama olarak %60'ında bu hastalık görülür. Yenidoğan sarılığı; sarılık olan bebekten, başka bebeklere ya da bebekten ebeveynlere geçmez. Yenidoğan sarılığı, genellikle kendi kendine ortadan kalkan ve zararsız bir hastalık türü olarak bilinir.

    * Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu Katkı Sağlamıştır .
    * Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
    tag Icon
    bebek
    çocuk
    sarılık
    Talep & Bilgi Alma
    Tümü
    Chevron Down

    Versiyon Geçmişi
    Güncel Versiyon
    03 Mart 2025 15:19:31
    Liv Yayın Kurulu
    Sayfanın linki başarıyla kopyalandı!