Gizli Tehdit: Visseral Yağlanma ve Sağlığımıza Etkileri
-
Visseral Yağ Nedir ve Nasıl Oluşur?
-
Aşırı Visseral Yağlanma Hangi Hastalıklarla İlişkilidir?
-
Genetik Faktörler Visseral Yağlanmada Ne Kadar Etkilidir?
-
Zayıf İnsanlarda da Görülebilir mi?
-
Visseral Yağlanmayı En Doğru Şekilde Ölçmek İçin Hangi Yöntemler Kullanılır?
-
Visseral Yağlanmayı Azaltmak İçin En Etkili Yöntemler Nelerdir?
-
Uyku Düzeni ve Stres Seviyeleri Visseral Yağlanmayı Nasıl Etkiler?
-
Visseral Yağlanmayı Azaltmaya Yönelik Medikal Tedaviler ve İlaçlar Var mı?
-
Çocukluk Döneminde Kazanılan Beslenme Alışkanlıkları Visseral Yağlanmayı Nasıl Etkiliyor?
-
Sonuç: Görünmeyen Tehlikeye Karşı Önlem Alınmalı!
Vücudumuzun yağ depolama şekli, sağlığımız üzerinde sanılandan çok daha büyük bir etkiye sahip. Özellikle karın bölgesinde ve iç organların çevresinde biriken visseral yağ hem metabolik dengeyi bozuyor hem de birçok kronik hastalığın kapısını aralıyor. Peki, bu tehlikeli yağlanma nasıl oluşuyor? Hangi hastalıklara yol açıyor ve nasıl kontrol altına alınabilir? Bilimsel veriler ışığında visseral yağlanma hakkında, bilinmesi gereken literatürdeki güncel verileri Prof. Dr. Berçem Ayçiçek yazdı.
Visseral Yağ Nedir ve Nasıl Oluşur?
Visseral yağ, deri altındaki yağdan farklı olarak iç organların çevresinde biriken ve metabolik olarak aktif olan bir yağ türüdür. Karaciğer, bağırsaklar, pankreas ve böbrekler gibi hayati organları çevreleyen bu yağ dokusu, vücutta iltihaplanmayı artırarak hormon dengesini ve insülin metabolizmasını olumsuz etkileyebiliyor. Yüksek kalorili beslenme, hareketsizlik, kronik stres ve hormonal değişimler, visseral yağlanmayı artıran başlıca faktörler arasında sayılıyor.
Aşırı Visseral Yağlanma Hangi Hastalıklarla İlişkilidir?
Bilimsel araştırmalar, visseral yağ fazlalığının ciddi sağlık sorunlarıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bunların başında şunlar geliyor:
- Visseral yağ, insülin sinyal yollarını bozarak hücrelerin insüline yanıtını azaltarak insülin direnci ve dolayısıyla Tip 2 Diyabet gelişme riskini artırıyor. Yanı sıra, atardamarlarımızda aterosklerotik plak oluşumuna katkıda bulunarak kalp krizi ve inme riskini artırıyor.
- Yağ dokusundan salınan inflamatuar sitokinler dediğimiz bazı protein yapıdaki maddelerin, damar fonksiyonlarını bozarak kan basıncını yükselttiği biliniyor. Artan visseral yağ, proinflamatuar mediyatörlerin salınımını artırarak kolon, meme ve pankreas kanseri riskini de yükseltebiliyor.
- Son olarak; visseral yağlanmanın, karaciğer yağlanması, uyku apnesi ve depresyon gibi psişik rahatsızlıklara da neden olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir.
Genetik Faktörler Visseral Yağlanmada Ne Kadar Etkilidir?
Genetik yapı, vücudun yağ depolama eğiliminde önemli bir rol oynuyor. Bazı bireyler, genetik olarak karın bölgesinde yağlanmaya daha yatkındır. Ancak çevresel faktörler (beslenme ve fiziksel aktivite) bu süreci doğrudan etkileyen önemli bir diğer etkendir. Epigenetik etki (özellikle gebelik ve erken çocukluk döneminde edinilen sağlıksız beslenme alışkanlıklarının genler üzerindeki olumsuz değiştirici etkisi) visseral yağlanmayı artırabilecek genetik mekanizmalardan bir diğeridir.
Zayıf İnsanlarda da Görülebilir mi?
Evet! Dışarıdan zayıf ancak iç organ çevresinde yüksek oranda yağ birikimi olan bireyler için "TOFI" (Thin Outside, Fat Inside) terimi kullanılır. Genetik yatkınlık, stres, hormonal dengesizlikler ve düşük fiziksel aktivite gibi faktörler, vücutta düşük yağ oranına sahip bireylerde bile visseral yağın birikmesine dolayısıyla diyabet ve kalp hastalıkları açısından risk altında olabilir. Bu nedenle, sadece vücut ağırlığına bakarak sağlık durumu değerlendirilmemelidir.
Visseral Yağlanmayı En Doğru Şekilde Ölçmek İçin Hangi Yöntemler Kullanılır?
Bilimsel çalışmalara konu olmuş bu soru; visseral yağ miktarını belirlemek için birkaç farklı yöntem araştırılmıştır: Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT), en doğru sonuçları veren yöntemler olduğu gösterilse de yüksek maliyetleri nedeni ile kullanımı sınırlıdır. Vücut bileşimini analiz etmek için kullanılan pratik bir yöntem olan Düşük Frekanslı Biyoelektrik Empedansı’nın doğruluğu değişkenlik gösterebilir.
Klinik pratiğimizde sık olarak uyguladığımız, Bel- Kalça Oranı ve Bel Çevresi Ölçümü kolay uygulanabilir olsa da visseral yağ oranını kesin olarak belirleyemez. Visseral Yağ İndeksi de metabolik hastalık riskini tahmin etmek için kullanılan, Beden-Kitle İndeksi’nden daha hassas ve özgül bir ölçüm aracıdır.
Visseral Yağlanmayı Azaltmak İçin En Etkili Yöntemler Nelerdir?
Literatürde yüksek kaliteli yayınların çıkarımlarına dayanarak şunu söyleyebilirim; visseral yağlanmayı azaltmanın en etkili yollarının başında; düşük Glisemik İndeksli Beslenme dediğimiz rafine karbonhidratlardan, fruktoz ve işlenmiş/endüstriyel gıdalardan kaçınmak ve yeterli lif alımı ile Omega 3-6 yağ dengesini korumayı hedefleyen beslenmenin hayata geçirilmesi olduğu bilimsel güçlü kanıtlarla gösterilmiştir.
Aerobik egzersiz dediğimiz haftalık 150 dk. yürüyüşlerin yanı sıra, direnç egzersizleri (kardiyo egzersizleri) için yakın zamanda gösterilmiş bir klinik çalışmanın sonucuna dayanarak da yüksek yoğunluklu intervalli antrenmanın, visseral yağ yakımında oldukça etkili olduğunu ve 6 ay ve üstü sürede bu türden antrenmanlara devam edildiği taktirde 15 dakikalık kısa süreli eforun bile, bu düzeltici etkisini sürdürdüğünü söyleyebilirim.
Ayrıca, günlük yaşam stres yönetimindeki başarının visseral yağlanmayı azalttığı kanıtlanmıştır. Kronik stres, kortizol seviyelerini artırarak yağ depolamayı tetikleyebilir. Bu bakımdan, doğa yürüyüşleri, yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi performanslar bu zararlı döngüyü kırabilir.
Uyku Düzeni ve Stres Seviyeleri Visseral Yağlanmayı Nasıl Etkiler?
Ne yazık ki, yetersiz uyku bir diğer visseral yağlanmada artış nedenidir; kalitesiz uyku ghrelin ve leptin hormonlarını bozarak iştahı ve yağlanmayı artırabilir. Günde 6 saatten az, 8 saatten fazla uykunun, visseral yağ birikimi ile ilişkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle, yeterli ve kaliteli uyku almak ve stres yönetimi tekniklerine başvurmak, visseral yağlanmayı azaltmada etkin bir yaklaşım olacaktır.
Visseral Yağlanmayı Azaltmaya Yönelik Medikal Tedaviler ve İlaçlar Var mı?
Günümüzde visseral yağlanmayı doğrudan hedef alan spesifik bir ilaç bulunmuyor. Ancak, bazı GLP-1 reseptör agonistleri (semaglutid, dulagutid..) ve/veya GIP agonist kombinasyonlarının (Tirzepatid) obezite tedavisinde visseral yağın azalttığı çalışmalarda gösterilmiştir. Bununla birlikte, metformin gibi insülin duyarlılığını artıran ilaçların da visseral yağlanma üzerinde olumlu etkileri olduğu gözlemlenmiştir.
Son zamanların popüler bir konu haline gelen beslenme diyet tiplerinden; Intermittent Fasting (IF) dieti sonrasında (akşam saatlerinden sabah saatlerine kadar yapıldığında) kalori kısıtlandığında yağ kütlesi üzerinde azaltıcı etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Yeni bir bilimsel kanıt düzeyi yüksek çalışma ise; Lactobacillus plantarum takviyesinin (probiotik/prebiotik) kilo kaybı ve visseral yağlanmanın düşüşüne katkı sağlayabileceğini göstermiştir. Bu tedavilerin, ilgili doktor önerisiyle ve beslenme düzeniyle birlikte uygulanması gerektiğinin de yeri gelmişken vurgulamak isterim.
Çocukluk Döneminde Kazanılan Beslenme Alışkanlıkları Visseral Yağlanmayı Nasıl Etkiliyor?
Erken yaşta edinilen beslenme alışkanlıkları, ilerleyen yıllarda vücut yağ dağılımını doğrudan etkileyebilir. Yüksek şekerli ve işlenmiş, endüstriyel gıdalarla beslenen çocuklarda, ileriki yaşlarda visseral yağlanma riskini ve ergenlik dönemiyle birlikte metabolik hastalık riskini artırdığı gösterilmiştir. Ayrıca, fiziksel aktivitenin düşük olduğu bir çocukluk dönemi, yağ hücre sayısının artmasına neden olarak yetişkinlikte visseral yağlanma eğilimini artırabilir. Erken yaşlarda sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, visseral yağlanmanın önlenmesinde kritik bir rol oynadığını belirtelim.
Sonuç: Görünmeyen Tehlikeye Karşı Önlem Alınmalı!
Visseral yağlanma, görünmeyen ancak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir tehdittir. Kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve diğer metabolik hastalıklarla ilişkilendirilen bu yağ, erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir. Visseral yağlanma, sadece fazla kilolu bireyleri değil normal kilolu kişileri de etkileyebilen bir sağlık tehdididir. Doğru beslenme, düzenli egzersiz, kaliteli uyku ve stres yönetimi, bu tehlikeyle başa çıkmanın en etkili yollarıdır. Unutmayın, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, iç organlarınızı korumanın ve uzun vadede kronik hastalıklardan kaçınmanın en iyi yoludur.
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .