Otoskleroz (İç Kulak Kireçlenmesi) Hastalığı
İç kulak ve orta kulakta kemikleşmiş yapıların oluştuğu bilinmektedir. Kalıtsal bir hastalık olan otoskleroz daha çok kulakta çınlama ve işitme kaybı belirtileriyle ortaya çıkar. Çınlama otoskleroz için ayırıcı bir semptom olmasa da işitme kaybı ve çınlamanın beraber görülmesi otosklerozu düşündürür. Otoskleroz hastalığında işitme, denge veya her ikisi birden etkilenir.
Otoskleroz Nedir?
Otoskleroz, üzengi kemikçiğinin duvarında kireçlenme oluşması ile üzengi kemiğinin hareketinde kısıtlanma meydana gelmesidir. Bu değişiklik sonucu bir otoskleroz odağı oluşur. Ses dalgaları iç kulağa yeterli miktarda iletilemez ve iletim tipi adı verilen işitme kaybı oluşur. Bu durumda iç kulak hasar görmemiştir fakat sesler bu kısma iletilememektedir. Hastalığın en sık gözlemlendiği yer oval pencere adı verilen bölgedir.
Otoskleroz otozomal dominant bir hastalık olup beyaz ırkta %1 oranında görülmektedir. Bu hastalığa yakalanan kadınların sayısı erkeklerin iki katıdır. Otosklerotik kemik dokusu normal kemik dokusundan farklı olarak lameller biçimindedir.
Otosklerozun Belirtileri Nelerdir?
İç kulak kireçlenmesinin en yaygın ve tipik belirtisi işitme kaybıdır. İşitme kaybı genellikle ilerleyicidir.
Yaygın otoskleroz belirtileri arasında şunlar yer almaktadır:
- İç kulakta yer alan yarım daire kanalları ve vestibül adlı yapılar aynı zamanda denge merkezidir. Bu merkezin etkilenmesi sonucu otoskleroz hastalığında baş dönmesi ve denge problemleri ortaya çıkabilir.
- Kulak çınlaması birçok nedenden olabileceği gibi, otoskleroz belirtisi olarak da görülebilmektedir.
- Kulakta basınç veya doluluk hissi oluşabilir.
- Hastada denge kaybına bağlı titremeler ve ani hareketler ortaya çıkabilir.
- Kulak ağrısı otoskleroz belirtileri arasındadır.
- İşitme kaybı görülebilir. İşitme kaybı genellikle tek taraflı başlar.
- Kişi genellikle kısık sesle konuşmaya başlar. Bunun sebebi otoskleroz varlığında kişinin kendi sesini daha yüksek duymasıdır.
- Bazı hastalar ‘’Willis parakuzisi’’ adı verilen gürültülü ortamlarda işitmelerinin güçlendiğinden ve arttığından bahsederler. Bu otoskleroz hastalığı için tipik ve ayırıcı bir bir belirtidir.
Otosklerozun Sebepleri ve Risk Faktörleri Nelerdir?
Otosklerozun nedenleri kesin olarak belirlenememektedir fakat bu konuda öne çıkan bazı görüşler vardır.
Otosklerozun olası etkenleri şunlardır:
- Kalıtımsal Faktörler: Otosklerozlu birçok ailede yapılan çalışmalar, hastalığın yeni nesillere otozomal dominant geçtiğini göstermiştir. Ve hastalıktan insan vücudundaki 6 gen bölgesinin sorumlu olduğu tahmin edilmektedir.
- Hormonal Faktörler: Hastalığın erkeklere oranla sıklıkla kadınlarda görülmesi ve adet başlangıcı, doğum, laktasyon, gebelik ve menopoz gibi dönemlerde artış göstermesi, dikkatleri cinsiyet ve hormonal faktörlere çekmiştir. Gebelik osteoporoza sebep olmakta ve otosklerozu bu yolla aktifleştirmektedir.
- Otoimmünite: Otosklerotik dokuda kronik bir enflamasyonun varlığınının tespit edilmesi bu hastalıkta otoimmünitenin etkinliğini düşündürtmüştür. Özellikle Tip 2 kollajene karşı oluşan otoimmünitenin otoskleroz hastalığını tetiklediği düşünülmektedir.
- Viral Enfeksiyonlar: Kızamık virüsü gibi bazı virüsler otoskleroz hastalığında rol alabilmektedir.
- Diğer Nedenler: Raşitizm, senil osteoporoz, osteomalazi, kretenizm, Crouson gibi hastalıklar otosklerozu tetikleyip görülme sıklığını arttırabilmektedir.
Otoskleroz Çeşitleri Nelerdir?
Kulakta bulunan üzengi kemiğinin taban rengine göre yapılan ve literatüre daha çok yeni giren bu sınıflandırmada asıl amaç cerrahi sırasında oluşabilecek komplikasyonlara ışık tutmaktır. Bu sınıflandırma bir nevi zorluk sıralamasına göre yapılmış olup 1, 2 ve 3. derece olarak da adlandırılmaktadır. Bu derecelere göre cerrahi müdahaleye mavi otoskleroz ile başlanılması, deneyim kazanıldıkça beyaz otoskleroz cerrahisinin yapılması önerilmektedir.
Otosklerozun çeşitleri şunlardır:
- Mavi otoskleroz (1.derece): Kolay zorluktaki derecedir. Otoskleroz hastalarının yaklaşık %72’si mavi tipe sahiptir.
- Beyaz otoskleroz (2.derece): Orta zorluktaki derecedir. Otoskleroz hastalarının yaklaşık %23’ü mavi tipe sahiptir.
- Obliteratif otoskleroz (3.derece): İleri zorluktaki derecedir. Otoskleroz hastalarının yaklaşık %5’i mavi tipe sahiptir.
Otoskleroz Tanısı ve Teşhis Yöntemleri
- Anamnez: Birkaç yıl içinde sinsice gelişen ve artış gösteren işitme kaybı, otosklerozdaki en önemli belirtidir. İşitme kaybı %70-80 oranında çift taraflıdır. Hastaların yaklaşık çeyreği dengeyle alakalı problemlerden yakınırlar. Hastadan alınan sözlü bilgiler tanıya yardımcı olmaktadır.
- KBB Muayenesi: Otoskleroz tanısında özellikle iletim tipi işitme kaybı yapan nedenlerin ayrımını yapabilmek açısından otomikroskobik muayene çok önemlidir. Orta kulaktaki sıvı varlığınıtespit etmek için pnömotik otoskop kullanılabilir. Otoskop ile yapılan işlemlerle tanının koyulmasının yanında tedavide cerrahi yöntemin gerekip gerekmediği de anlaşılır.
- Odyometrik Testler: Hastaların değerlendirilmesinde, en önemli tanı yöntemlerinden biri de standart testlerdir. Bu amaçla kullanılan en temel yöntemler ise saf ses ve konuşma odyometrisidir. Hava yolu eşikleri, işitme kaybının derecesini gösterir ve ameliyata ihtiyacın olup olmadığını da gösterir. Kemik yolu eşikleri ise ameliyat sonrası kazanılabilecek işitme derecesi hakkında bilgi verir. Timpanometri ve akustik refleks ölçümleri otoskleroz tanısında yararlanılan önemli yardımcı testlerdir.
- Radyolojik İnceleme: Radyolojik incelemede BT (bilgisayarlı tomografi) kullanılır. Bilgisayarlı tomografinin yüksek çözünürlükte olması oldukça önemlidir.
Otosklerozun Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Otoskleroz hastalığında tedavi medikal, cerrahi ve işitme cihazı tedavisi olmak üzere üçe ayrılır:
- Medikal Tedavi: Otosklerozun medikal tedavisi, 1964 yılında sodyum florür (NaF) kullanma önerisi ile başlamıştır. Günümüzde otosklerozun tıbbi tedavisinde, çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Kullanılan ilaçlara örnek olarak sodyum florür, bifosfanatlar, flavonidler, İndometasin, kortikosteroidler sıralanabilir.
- Cerrahi Tedavi: Otoskleroz ameliyatında amaç, kemik oluşumundaki hareket kısıtlılığını gidererek ses iletimini tekrar canlandırmaktır. Bu amaçla stapes mobilizasyonu, fragmantasyon, fenestrasyon, üzengitabanın bütün halinde veya küçük parçalar halinde çıkarılması teknikleri kullanılmaktadır. Uzman kişilerce uygun şartlarda yapılan otoskleroz ameliyatının riskleri oldukça azdır. Otoskleroz ameliyatı sonrası kişi birkaç gün baş dönmesi hissedilebilir. Dilin tat duyusunda birkaç hafta belirgin bozukluk görülebilir. Ameliyat sonrasında duş alırken çok dikkatli olunmalı, kulağa su kaçırılmaması gerekir. Burun içini suyla temizleme, yüzme ve uçak yolculuğu birkaç hafta yapılmamalıdır. İlk haftalarda hastada seslere karşı hassasiyet oluşabilir. iyileşme döneminde, kulağın temizliği ve bakımı ile ilgili olarak doktorun talimatlarına tam olarak uyulması gerekir. Enfeksiyonu önlemek için doktor tarafından antibiyotik ilaçlar da kullanılabilir.
- İşitme Cihazı Kullanımı: Özellikle iki taraflı otosklerozu bulunan ve ameliyata başvurmayan hastaların işitmelerinin çok gerilememesi için işitme cihazı kullanmaları gerekmektedir. Fakat işitme cihazı hastalığın ilerlemesini durduramaz.
Otoskleroz Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Otoskleroz İlerlerken İşitme Tamamen Kaybolur mu?
Otoskleroz ilerleyici özellikte bir hastalıktır. Bu ilerlemeyle birlikte işitme giderek azalır. İşitmenin tamamen kaybolması her otoskleroz hastası için geçerli olmasa da bazı durumlarda işitme tamamen kaybolabilir.
Otoskleroz İçin Hangi Bölüme Başvurulmalıdır?
Otoskleroz (iç kulak kireçlenmesi) ve benzeri işitme ile ilgili sağlık sorunlarıyla ilgilenen uzmanlık dalı “Kulak Burun Boğaz”dır.
Otoskleroz Ameliyatı Sonrası Belirtiler Devam Eder mi?
Otoskleroz ameliyatından sonra kulak çınlaması ve işitme kaybı ile ilgili belirtiler genellikle geçmektedir fakat küçük bir hasta grubunda şikayetler devam edebilmektedir Otosklerozun diğer belirtileri ise geri dönüşsüz olarak çoğunlukla tedavi edilmektedir.
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .