Kronik Lenfositik Lösemi Nedir?
Kronik lenfositik lösemi, sinsi ve yavaş bir şekilde ilerleyen, beyaz kan hücrelerinin aşırı üretimi ile karakterize edilen bir tür kan kanseridir. Kemik iliğinde üretilen hücreler, kan dolaşımında taşınır. Ardından dalak, lenf bezleri, kemik iliği gibi organlara yerleşir.
Kronik lenfositik lösemi nedir sorusu kapsamında bir tür kan kanseri olan KLL, vücudun savunma hücreleri olan akyuvarların bir alt çeşidi olarak değerlendirilen lenfositlerden kaynaklanır. KLL, kronik lösemilerden en sık görülenidir.
Vücutta lenfosit olarak adlandırılan bir hücre mevcuttur. Bu hücre kanser hücresine dönüşmekte olup zaman içinde olağandışı bir şekilde çoğalır. Lenf düğümleri ve kemik iliğinde normal lenfositlerin yerini alan kanser hücreleri, enfeksiyonla mücadele becerisini kaybetmiştir. Bu nedenle kişide yorgunluk ve halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Fakat kronik lenfositik lösemi kll kapsamında, bazı hastalarda hiçbir belirti meydana gelmeyebilir. Çünkü hastalık oldukça sinsi ilerler. Kronik lenfositik lösemi (kll) çoğunlukla 60 yaş ve üzerindeki hastalarda görülür. Bununla birlikte 50 yaşın altında hastalığın ortaya çıkma ihtimali %15’dir.
Kronik Lenfositik Lösemi Belirtileri
Kronik lenfositik lösemi belirtileri her hastada farklılık gösterebilmekle birlikte genel olarak belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
- KLL hastaları çoğunlukla kendilerini oldukça yorgun hisseder. Bu durum, normal aktiviteleri yapmalarına engel olabilecek düzeydedir.
- Ateş, Kronik Lenfositik Lösemi belirtilerinden bir diğeridir. Sıklıkla ateşlenen hastalarda aynı zamanda tekrarlayan enfeksiyonlar ortaya çıkabilir.
- Lenf bezleri anormal bir şekilde büyüyebilir. Koltuk altı, boyun ve kasık bölgesinde büyüyen lenf bezleri yalnızca KLL’yi düşündürmez.
- KLL hastalarında kilo kaybının gözlenmesi olanaklıdır. Son 6 ay içerisinde normal vücut ağırlığının %10’undan fazlasının kaybedilmesi, patolojik düzeyde kilo kaybı olarak nitelendirilir.
- Karaciğer ve dalak büyümesi, KLL hastalığının belirtilerinden bir diğeridir. Bu belirtiler, sıklıkla görülen semptomlar arasında yer alır.
- KLL hastalığının ilerleyen süreçlerinde kemik ağrıları ortaya çıkabilir.
- Daha çok gece şiddetli ve sürekli terlemeler, KLL belirtileri arasında yer alır. Bu nedenle ilgili semptomun da ciddiye alınması gereklidir. Ayrıca kronik lenfositik lösemi ölümcül müdür sorusu kapsamında hastalığın son derece önemli bir tür kanser olduğunu, bu nedenle belirtilerin görülmesi halinde doktor kontrolüne gidilmesi gerektiğini belirtmek mümkündür.
Kronik lenfositik lösemi tedavisi açısından son derece önemli bir yere sahip olan bu semptomlar, farklı hastalıkların belirtileriyle benzerlik gösterir. Bu nedenle hastalığın uygun tedavisi açısından teşhisin doğru yapılmış olması oldukça önemlidir.
Kronik Lenfositik Lösemi Tedavisi
Hastalık teşhis edildikten sonra hasta için en uygun tedavi yöntemleri belirlenir. CLL iyileşme süreci açısından önemli olan tedavi yöntemleri şu şekilde sıralanabilir:
Kemoterapi Kanser hücrelerini öldürmek için çeşitli ilaçlar kullanılır. Damardan ya da ağız yoluyla alınan ilaçlar, klasik bir tedavi yöntemi olmakla birlikte CLL ve yeni tedavi yaklaşımları geliştirilmeye başlandığından kemoterapi yerine farklı tedavi seçenekleri de tercih edilebilir.
Hedef Tedaviler ile Akıllı İlaçlar; Laboratuvar ortamında üretilen antikorlar olarak bilinen monoklonal antikorlar, protein yapısındaki ilaçlardır. Kanser hücrelerinin büyümesini önleyen bu tür ilaçlar, aynı zamanda kanser hücrelerini öldürebilir. Monoklonal antikorlar temel olarak CD20 proteinine karşı geliştirilir. Kanser hücrelerinde yer alan CD20 proteinine bağlanırlar. Böylelikle kanser hücrelerinin ölümüne destekler olurlar.
Monoklonal antikorların yanı sıra Bruton Kinaz İnhibitörleri, KLL tedavisinde son zamanlarda tercih edilen tedavi uygulamalarından bir diğeridir. B hücrelerinin olağan işlevlerini etkileyen Bruton Kinaz enzimi hedefler. B hücreli kronik lenfositik lösemi akıllı ilaçlar arasında yer alan Bruton Kinaz İnhibitörleri, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlara karşı etkili bir şekilde mücadele etmesini sağlar.
Lösemi ve bağışıklık sistemi arasında önemli bir bağlantı olduğundan ilgili tedavi yöntemi, hastalığın daha fazla ilerlemesini önleyen bir etkiye sahiptir. Hastalığın tedavisinde kullanılan Bcl-2 İnhibitörleri ise tedaviye yardımcı olan bir ilaç grubudur. Kanser hücrelerinin hayatta kalmasına destek olan Bcl-2 proteini hedef alan tedavi, kanser hücrelerinin ölümüne yardımcı olur.
Kronik lenfositik lösemi bitkisel tedavi, çeşitli semptomların azalmasına destek olabilir. Fakat bu konuda net bir veri mevcut değildir. Vitaminler, mineraller, çeşitli bitkisel çaylar; hastalar tarafından tercih edilebilir. Fakat bu tür gıda ürünlerinin tek başına kullanılmaları hastalığın tedavi edilmesi için yeterli olmayacaktır.
Bununla birlikte kronik lenfositik lösemi beslenme oldukça önemlidir. Bu nedenle hastaların sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenmeleri gerekir. Tam tahıllar, düşük yağlı proteinler, sağlıklı yağları kapsayan bir diyet uygulanması gerekli olabilir. Bunun yanı sıra şu hususlara da dikkat edilmelidir:
- Yeterli miktarda su tüketilmelidir.
- Probiyotikler tüketilmelidir.
- A, C ve E vitamini içeren doğal gıdaların tüketimine ağırlık verilmelidir.
- Az tuzlu bir diyet izlenmelidir.
Sağlıklı ve dengeli beslenme, CLL ve kronik hastalık yönetimi açısından önemli bir yere sahiptir. Sıklıkla merak edilen konulardan biri olan ve tedavi süreciyle yakından ilgili olan kronik lenfositik lösemi yaşam süresi nedir sorusu kapsamında kronik lenfositik löseminin yaşam süresi tahmini, birçok faktöre bağlı olarak büyük ölçüde değişiklik gösterebilir. Bu faktörler arasında hastanın yaşı, genel sağlık durumu, hastalığın evresi ve tedaviye verilen yanıt sayılabilir.
Erken evre KLL'de, hastaların yaşam süresi genellikle daha uzundur ve bazı durumlarda normal yaşam sürelerine yakın olabilir. İleri evrelerde ise durum daha karmaşıktır ve prognoz genellikle daha ciddidir. Son yıllarda, yeni tedavi yöntemleri ve ilaçlarla KLL'nin yönetimi önemli ölçüde iyileşmiş olup, bu da genel yaşam sürelerini uzatmıştır. Ancak, her hastanın durumu benzersiz olduğundan, spesifik bir yaşam süresi tahmini yapmak zordur ve bu konuda en doğru bilgiyi sağlayabilecek kişi, hastanın kendi hematoloji/onkoloji uzmanıdır.
Kronik Lenfositik Lösemi Tanı Süreci ve Yöntemleri
CLL tedavi yöntemleri, hastalığın teşhisinden sonra uygulanmaya başlar. Dolayısıyla ilk olarak hastalığın teşhisinin yapılmış olması gereklidir. Hastalığın tanısının konulabilmesi için birtakım uygulamalara ihtiyaç duyulur. Bu uygulamalar ve tanı adımları genel hatlarıyla aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Doktor muayenesi, tanı aşamalarından ilkidir. Uzman doktor, ilk olarak hastanın tıbbi öyküsünü dinler. Bunun yanı sıra ortaya çıkan belirtileri not eder. Ayrıca fizik muayene gerçekleştirilerek dalak/karaciğer veya lenf bezlerinin büyüyüp büyümediğini kontrol ederek fiziki muayenesini tamamlar. Tanı uygulamaları kapsamında trizomi 12 (kronik lenfositik lösemi belirteci) de değerlendirmeye alınır. Trizomi 12, bir tür kromozom anormalliğidir ve çeşitli kanser türleriyle ilişkilidir.
Bir sonraki adım kan testi ve radyolojik görüntüleme olabilir. Lenfosit sayısının ölçülebilmesi için kan testleri yapılabilir. Bunun yanı sıra hastalığın yayılmış olup olmadığının belirlenebilmesi için radyolojik görüntülemeye ihtiyaç duyulabilir. Lenfositik lösemi tedavisi açısından önemli olan bunun gibi tanı yöntemleri, hastalığın teşhis edilmesine katkı sağlar.
Akış stometri testi, lenfositlerin kimlik belirteçlerinin tanımlanması olarak bilinen bir uygulamadır. İlgili test, hastalığın net bir şekilde teşhis edilmesini sağlar.
Belirtilen tanı yöntemlerinin yanı sıra kan hücrelerinin mikroskobik incelemesi olan periferik yayma, kemik iliği biyopsisi başta olmak üzere çeşitli uygulamalar gerçekleştirilebilir.
CLL ve Bağışıklık Sistemi Üzerine Etkileri
C91.1 kronik lenfositik lösemi, bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyen hastalıklar arasında yer alır. Hastalığın bağışıklık sistemine etkileri ise şu şekilde özetlenebilir:
Bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudun enfeksiyonlara açık hale gelmesine neden olabilir.
Bazı durumlarda otoimmün reaksiyonlar görülebilir. Bu tarz zamanlarda bağışıklık sistemi, vücudun kendi hücrelerine karşı saldırıda bulunabilir.
Hastalık; lenf bezleri, kemik iliği ve dalak gibi organların büyümesine neden olabilir. Bu ise bağışıklık sistemini genel olarak etkileyen unsurlar arasında yer alır. Çeşitli organlarda görülen büyüme, kronik lenfositik lösemi nedenleri kapsamında değerlendirilir.
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
