Korunma Yöntemlerinden Tedavisine: 25 Soruda Varis!
Özellikle biz kadınların kabusudur varis! Bacaklardan dışarıya fırlayan damarlar son derece rahatsızlık veren bir görüntü oluşturmalarının yanı sıra yaşattıkları acılarla da yaşam kalitemizi oldukça düşürüyor. Tedavide geç kalındığında ciddi sağlık sorunlarına da neden olabilen varislerden aslında kurtulmak hiç de zor değil!
Tarihi insanlık tarihi ile eşdeğer uzunlukta olan bir hastalıktır varis. M.Ö. 400. yıla ait heykellerde bile fark edilebiliyor. Yüzeysel toplardamarların uzayıp kıvrımlı ve genişlemiş hale gelmesi ‘varis’ olarak nitelendiriliyor. Yerçekimi nedeniyle daha çok bacaklarda görülen bu hastalık, dünyada yaklaşık her yüz kişiden 25’inde yani bir başka deyişle her 4 kişiden birinde ortaya çıkıyor. Sağlıklı bir istatistiki çalışma olmadığı için varisin ülkemizde hangi sıklıkta görüldüğüne dair net bir rakam olmasa da, 10 milyon kişinin bu hastalıktan değişik derecelerde muzdarip olduğu tahmin ediliyor. Oysa tedavide geç kalındığında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen varisten kısa sürede kurtulmak mümkün. Özellikle kadınların ortak sorunu olan varis ile ilgili en çok merak edilen soruları yanıtladı.
Varis Nasıl Oluşuyor?
Varis kirli kanı vücuttan toplayıp kalbe taşıyan toplardamarların görevlerini yeterince yapamamaları sonucu oluşuyor. Bu damarların içinde kan akışının kalbe doğru tek yönlü akmasını sağlayan kapakçıklar yer alıyor. (Kaç toplar damar var? Kalp kapakçıkları bu toplardamarların neresinde yer alıyor?) İşte çeşitli etkenler nedeniyle kapakçıklarda hasar, bunun sonucunda da kaçak oluşabiliyor. Kapakçıklarda ortaya çıkan sorun yüzünden toplardamarlar işlevlerini yeterince iyi yapamayınca kan bacaklardaki damarlarda birikiyor. Kanın birikmesi sonucunda damar içinde oluşan basınç artışı kronik hale dönüştüğünde de toplardamarlarlar elastikiyetlerini kaybederek genişliyor ve dışarıdan gözle görülür hale geliyor.
Ne Tür Belirti Veriyor?
Varis; damarlarda gözle görülen belirginleşme, kıvrımlaşma, bacaklarda ortaya çıkan şişlik, günün ilerleyen saatlerinde artan ağrı, ağırlık dolgunluk hissi ve kramp, kaşıntı, ayak tabanlarında yanma ve ilerlemiş dönemlerde ödem, ciltte renk değişimi ve yaralar ile ortaya çıkıyor.
Hangi Sağlık Sorunlarına Neden Oluyor?
Varis genellikle sadece estetik bir problem olarak görülüyor. Ancak tedavide geç kalındığı takdirde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir hastalık. Varis erken dönemde önlem alınmadığında zor iyileşen yaralara, daha da önemlisi nadir olsa da, damarlardaki kanın pıhtılaşmasına neden olabiliyor. Bunun sonucun da ölümcül tablo bile gelişebiliyor. Bu yüzden varisin oluşumun önlemek, eğer sorun başlamışsa erken dönemde tedavi ettirmek şart.
Kimler Varis Oluşumunda Risk Altında?
Ailesinde varis hikayesi olanlar, aşırı kilolular, sabit pozisyonda çalıştıkları için sürekli yer çekimine maruz kalanlar, östrojen hormonu içeren ilaçlar kullananlar, zorlu veya sık hamilelik dönemi geçirenler, günlük hayatında sık sık 5 santimden yüksek topuklu ayakkabı giyenler, risk grubundaki mesleklerde çalışanlar ( öğretmen, bankacı,hostes, kuaför, satış personeli, tezgahtar, sağlık personeli gibi) ve damar içi kapakçıkları doğuştan kısmen ya da tamamen olmayanlar varis oluşumunda risk altındalar.
Kadınlarda Neden Daha Sık Görülüyor?
Bunun en önemli nedeni hormonal etkenler. Kadınlık hormonu östrojen damarlarda genişlemeye neden oluyor. Ayrıca hamilelikler ve uzun süre kullanılan doğum kontrol ilaçları da varisin kadınlarda daha sık görülmesine yol açıyor. Doğum sonrası kan miktarının azalması, akım önündeki engelin ortadan kalkması ve hormonal dengenin tekrar oluşması ile hamilelik döneminde oluşmuş varislerin büyük bir kısmı 1 yıl içerisinde geriliyor. Ancak bu dönemde geçirilecek olan 2. bir hamilelik varislerin tekrar ve kalıcı olarak ortaya çıkmalarına neden oluyor. Bu yüzden kadınların hamilelikler arasında en 2 yıllık bir ara vermelerinde fayda var.
Varis Oluşumunu Önlemek İçin Neler Yapmalı?
Varis oluşumun önlemek veya hastalık gelişmişse sorunun ilerlemesini engellemek için yapılması gereken en önemli şey, bol bol hareket etmek olmalı. Yürüyüş başta olmak üzere yüzme ve bisiklet gibi sürekliliği olan spor türleri her gün düzenli olarak yapılmalı. Ayrıca varise karşı etkili olan egzersizler de büyük fayda sağlıyor. Ancak bacaklarla yapılan ağırlık egzersizlerinden ise kaçınmak gerekiyor. Bir saatten uzun süre oturmaktan kaçınılmalı. Sabit pozisyonlarda ya da ayakta çalışılıyorsa, mümkün olduğunca hareket etmeye özen gösterilmeli. Örneğin öğretmenler dersi gezerek anlatmalı, masa başında çalışanlar her yarım saatte bir ayağa kalkıp dolaşmalı. Oturdukları yerden ayaklarını parmak uçlarının üzerine kaldırmayı da ihmal etmemeli. Yer çekiminin etkisinden kurtulmak için dinlenirken ayaklar yüksekte tutulmalı. Akşamları eve gelindiğinde düzenli olarak günde 1 kez soğuk suyla bacaklara duş yapmak da soğuğun damarlardaki büzücü etkisinden faydalanarak birikmiş kirli kanı azaltmada etkili oluyor.
Kaçınılması Gereken Davranışlar Neler?
Kilo almamaya, hareketsiz kalmamaya özen gösterilmeli, sigara içilmemeli ve alkol tüketimini sınırlandırmalı. Çok sıcak suyla banyo yapmak da, damarların sıcak etkisi ile çaplarında genişlemelere ve mevcut kan akımında yavaşlamaya ve bu damar sistemi içerisinde dolaşan kan miktarında artışına yol açabiliyor. Bu etkilerin sonucunda da varisler daha hızlı ilerliyor. Dolayısıyla sauna ile kaplıca gibi sıcak mekanlardan, güneş ve sıcak kumdan uzak durmakta fayda var. Kan akımını zorlaştırdığı için çok dar giysiler giyilmemeli, kemerler fazla sıkılmamalı ve külotlu çorapların bel kısmını sıkmamasına da özen gösterilmeli. Yine ofis çalışanları veya ev hanımları bacak bacak üstüne atarak oturmaktan kaçınmalı. Aksi halde özellikle kadınlarda diz arkalarında sık olarak görülen varisler oluşuyor.
Varis ile Beslenme Arasında Bir İlişki Var mı?
Varis veya toplardamar yetersizliğinin beslenme ile de ilişkisi var. Toplardamar sağlığı için hayvani yağlardan uzak kalmalı veya bunların tüketimi azaltılmalı. Günde en az 5 kez meyve sebze tüketilmeli, günlük en az 2 litre su veya şekersiz çay (tercihen yeşil çay) içilmeli. Pirinç, makarna, müsli, alkol ve kahve tüketimi de kısıtlı tutulmalı.
Teşhis İçin Hangi Yöntemlere Başvuruluyor?
Sadece gözle bakılarak yapılan muayene eksik kalabiliyor. Bu nedenle doğru teşhis için mutlaka ‘renkli doppler ultrasonografi’ tekniğine başvurmak gerekiyor. Doppler ultrasonografi ile; damarların çaplarında bir artış olup olmadığı ve mevcut kapakların fonksiyonlarında bir kaybın olup olamadığına bakılıyor. Bu durum varsa fonksiyon kaybının hafif, orta, yoksa ileri derecede mi olduğu belirlenebiliyor. Bunların yanı sıra doğuştan damar içi kapaklarının bulunmaması, bazı damarların gelişmemiş olması gibi kan akımını önleyen bir sorun olup olmadığı tespit edilebiliyor. Bunlara bağlı olarak da, toplardamar yetmezliğinin derecelendirilmesi yapılıyor. Doppler ultrasonografi tetkikinde çıkan sonuca göre de tedavinin şekline karar veriliyor.
Varis Çorapları Ne Zaman Gündeme Geliyor?
Varis çorapları tip olarak diz altı, diz üstü, külotlu; basınç tipi olarak ise düşük orta ve yüksek basınçlı olmak üzere 3 tipe ayrılıyor. Gün içerisinde yerçekimine direk maruz kalınan pozisyonlarda toplardamarların çaplarının fazla genişleyip içlerinde kirli kanı biriktirmelerini engelliyor. Bu yolla varislerde ortaya çıkan ağrı şişme dolgunluk hissi gibi şikayetlerin oluşmasını önlüyor. Varis çoraplarını bacaklarında görünür varisleri bulunan, ultrasonografi ile derin veya yüzeyel ana toplardamar sistemlerinde fonksiyon bozukluğu tespit edilmiş olan, risk grubu özellikle tüm güm ayakta çalışanlar koruyucu bir yöntem olarak kullanmalılar. Doğru ve düzenli kullanıldığında varis çorapları etkili ve faydalı bir yöntem. Çorap kullanılan dönemde mevcut varislerin ilerlemesi duruyor ve şikayetler belirgin olarak azalıyor. Ancak çorapların varisleri yok etme gibi bir etkileri yok ve çorap kullanımı bırakıldığında şikayetler ve varisler tekrar ortaya çıkıyor.
Çoraplar Gelişigüzel Alınabilir mi?
Varis çorapları hastanın mevcut varisleri, ultrasonografi sonuçları gibi bir takım etkenler göz önüne alarak doktor tavsiyesi ve mutlaka doğru çorap seçimi konusunda eğitim almış kişi ya da işletmelerden alınmalı. Aksi halde çorap hastanın bacak ölçülerine göre küçük boyda verildiğinde sıkar ve giyilemez, büyük verildiğinde ise bol gelip istenen etkiyi oluşturamaz.
Çoraplar Hangi Sıklıkta Değiştirilmeli?
Yapılan araştırmalar en iyi kalitedeki varis çoraplarının dahi 3. aydan itibaren istenilen basınç oranlarını yansıtmayıp basınç kaybına uğradığı 6. ayda etkisinin azaldığını ortaya koyduğu için düzenli kullanılan çorapların 6 ayda bir yenilenmesi öneriliyor.
Varis İçin Tedavi Yöntemleri Neler?
Her varis aynı olmuyor. Örneğin bazı hastalarda sorun sadece kılcal damarlarda sınırlı kalırken, bazılarında ise damarlar parmak şeklinde büklüm büklüm dışarı çıkabiliyor. Dolayısıyla tedavinin şekli de varisin evresine göre ve hastaya verdiği şikayetler, yaşam kallitesinin etkilenmesine göre belirleniyor. Tedavi sadece cilt üzerindeki yüzeysel damara, daha derinden seyreden ana sistemlere veya her ikisine birden uygulanan tedaviler şeklinde olabiliyor. Tedavide; radyofrekans, lazer, skleroterapi ve gerekli görülürse cerrahi yöntemden faydalanılıyor.
Cilt Üzerinden Dışarıdan Yapılan Tedaviler Nedir?
Radyofrekans dalgaları ve lazer ışınları kullanılarak veya varisli damarların içine kurumaları için bir ilacın zerk edilmesi olarak bilinen “skleroterapi” ile yapılabiliyor.
Lazer Işınları ve Radyo Dalgaları Hangi Durumlarda Etkili Oluyor?
Çapı 1 milimetrenin altında olan mavi ve kırmızı renkli kılcal damarlarda fayda sağlıyor. Lazer ile mevcut kılcal damar varisleri lazer ışınları yardımı ile yakılıyor. Radyofrekans yönteminde ise varisli damara 1 milimetreden ince bir iğne yardımı ile radyo dalgası veriliyor ve yine bir nevi bir yakma işlemi uygulanıyor. Problemin yaygınlığına göre değişmekle birlikte, bu tedavi de genellikle 3-4 seans yeterli geliyor. Seanslar ortalama 30-45 dakika civarında sürüyor ve kişilerin cilt yapılarına göre farklılıklar göstermekle beraber ortalama olarak yüzde 60-80 civarında bir başarı sağlanıyor. Lazer uygulanan hastaların bu sahalarda ciltte renk değişiklikleri ile karşılaşmamaları için 6-8 hafta güneşe çıkmamaları gerekiyor. Radyofrekans yönteminde ise böyle bir kısıtlamaya gerek görülmüyor.
Skleroterapi Nasıl Uygulanıyor?
Damarın çapı 1-2 milimetre veya daha kalın ise skleroterapi yöntemine başvuruluyor. Bu yöntem; sorunlu olan damara çok ince iğneler ile ilaç verilerek toplar damarın tıkanması esasına dayanıyor. Tedavinin süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte, çoğunlukla her biri 30 dakika süren 3-4 seanstan oluşuyor. İşlem sonrasında hastalara 10 gün boyunca ilaç verilen bölgeye uygulanan bir elastik bandaj veya varis çorabı ile bir kompresyon baskı oluşturuluyor. İşlemin ardından kişi günlük hayatına devam edebiliyor. Son yıllarda ülkemizde popülerliği giderek artan ‘köpüklü’ skleroterapi yönteminde damara enjekte edilecek olan ilaçlar köpük oluşturacak bir işlemden geçirildikten sonra kullanılıyor. Yöntemin klasik yönteme olan üstünlüğü ise daha az ilaç ile daha fazla etkiye ulaşılabilmesi ve yan etkisinin çok daha az olması olarak göze çarpıyor.
Cilt Üzerine Uygulanan Tedaviler Kalıcı Çözüm Sunuyor mu?
Skleroterapi sonrasında başarı oranları yüksek olmakla birlikte, esas olarak dikkat edilmesi gereken şeylerin başında, bu tarz cilt üzerinden uygulanan tedavilere başlamadan önce varislere yol açan sebebin ortaya konması ve bu sebebin ortadan kaldırılıp kaldırılamayacağının bilinmesi geliyor. Çünkü varisi oluşturan nedene yönelik bir araştırma veya tedavi yapılmadan uygulanan yüzeysel tedaviler ilk başta başarılı oluyor gibi gözüküyor. Ancak mevcut nedenlerin devam etmeleri nedeniyle tedavi döneminde sağlam olan damarların da kısa bir süre içerisinde deforme olmalarına yol açıyor ve hasta işlemlerden 6 ay 1 yıl gibi kısa bir sürenin sonunda benzer varislere sahip olabiliyor. Dolayısıyla bu tedaviler öncesinde mutlaka tetkik ve varsa nedene yönelik bir takım tedavilerin yapılması çok önemli.
Cerrahi Tedaviler Ne Zaman Gerekli Görülüyor?
Yüzeyel varisleri oluşturan cildin bir kaç santim altında yer alan yüzeyel ana toplar damar sistemi ve bunların dallarında var olan bozukluklar söz konusu olduğunda yüzeyel tedavilere eklenmesi mutlaka gerekli olan tedavi yöntemlerini oluşturuyor. Cerrahi tedavi bir kaç şekilde yapılabiliyor, bazen ayrı ayrı, çoğu zaman ise bir kaçının birden kombinasyonu şeklinde uygulanmaları gerekiyor.
Stripping Operasyonu Hangi Durumlarda Uygulanıyor?
İnsanoğlunun doğuştan anatomik yapısında ayak bileği ile kasık ve yine ayak bileği ile diz çukuru arasında seyreden, uzun ve kısa “safen ven” olarak adlandırılan yüzeyel ana toplardamar sistemleri mevcut. Gerek kalpteki koroner bypass, gerekse de bacaklardaki atardamar tıkanıklığı ile seyreden hastalıkların tedavisinde uygulunan bypass ameliyatlarında bypass materyali olarak kullanılmak üzere çıkarılan ve halk arasında yedek damar olarak bilinen damarlar, bu damarlardır.
Bacaklardaki kirli kanın tahliyesinin yüzde 40’ından bu yüzeyel ana sistem, yüzde 60’ından ise daha derinden seyreden derin ana toplardamar sistemi sorumlu oluyor. Varislerde uygulanan tüm cerrahi müdahale ve operasyonlar bu yüzyel ana sistem ve onun cilde uzanan dallarına uygulanabiliyor. Çeşitli sebeplerden dolayı bu ana sistemlerin genişlemesi ve fonksiyonlarını kaybetmesi sonucunda bu ana damarlar asli görevleri olan kirli kanı gövdeye ilerletmek yerine, daha çok içlerinde kirli kan biriktiren yapılar haline döndükleri için bir şekilde devre dışı bırakılmaları gerekiyor. (Kırmızı ile işaretlediğim bölümü en az yarı yarıya indirmenizi rica ediyorum… Bu damarlar dıştan nasıl görünüyor?)
10-15 yıl öncesine kadar, kasık ve ayak bileğinden yapılan küçük kesiler ile bu damarın içerisinden geçirilen tel veya plastikten kateterler aracılığıyla damar aşağıdan yukarıya veya yukarıdan aşağıya doğru çekilerek çıkartılıyordu. “Stripping operasyonu” olarak adlandırılarak bu yöntem tüm dünyada uygulandı. Son yıllardaki teknolojik gelişmelerden sonra yapılma sıklığı gittikçe azalmakla birlikte halen bazı hastalarda yapılması gerekiyor. Hasta operasyon sonrası hastanede 1 gece yatıyor ve işe dönmesi için 10 gün beklemesi gerekebiliyor.
Mini Flebektomiler Nasıl Uygulanıyor? (Nasıl Uygulanıyor?)
Sadece bir iki cümle ile lütfen)Günümüzde bu cerrahi operasyon artık çok küçük 1-2 mm’lik deliklerden, sonrasında kozmetik sorunlar yaratacak bir iz kalmayacak şekilde varisli damarların çıkarılması şeklinde uygulanıyor. Bu ameliyat lokal anestezi eşliğinde tek başına veya diğer cerrahi müdahaleler ile kombinasyon şeklinde de uygulanabiliyor.
Perforan Ven Ligasyonu Ne Sağlıyor?
Yüzeyel ve derin ana toplardamar sistemleri birbirlerine paralel olarak tüm bacak boyunca seyrediyor ve kasık bölgesinde yüzeyel sistem derin sisteme bağlanıyor. Bunlar topladıkları kirli kanı derin sisteme iletiyor, bundan sonra gövdeye kasıktan tek bir damar sistemi olarak devam ediyor. Kasık bölgesindeki ana bağlantı noktası dışında ayak bileği ve kasık arasında 10’dan fazla bölgede küçük bağlantı noktaları mevcut ve bu bağlantılar sayesinde yüzeyel sistem içindeki kirli kanı derin sisteme aktarıyor. Bu bağlantı damarları içindeki kapakçıkların bozulmaları sonucunda akım tam ters yöne dönüyor ve derin sistemden yüzeyel sisteme yoğun bir kan akımı başlıyor. Bu nedenle yüzeyel sistemin yükü artıyor ve varisler oluşuyor. (Kırmızı ile işaretlediğim bölümü en az yarı yarıya azaltmanızı rica ediyorum.. Bu varisler dışarıdan nasıl görünüyor?)
Bu bozukluk tespit edildikten sonra yapılması gereken şey, yapıları bozulmuş bu bağlantı noktalarını devre dışı bırakmak. Ultrason eşliğinde yerleri işaretlenen bu damarlar lokal anestezi eşliğinde ciltte yapılabilecek 1’er santimlik kesiler sonucunda cilt altında bulunup bağlanarak bu anormal akım ortadan kaldırılabiliyor. Sadece bu operasyonun uygıulanacağı hastalara işlem lokal anestezi ile hastanede yatışa gerek duyulmadan ayaktan yapılabileceği gibi, çoğu zaman diğer operasyonlar ile kombine edilebiliyor ve yüzde 100 başarı ile uygulanabiliyor. Hastalar ertesi gün işlerine gidebiliyor.
Endovenöz Cerrahi Müdahaleler (EVRA,EVLA) Nedir?
Teknolojik ilerlemeler sonucunda, onlarca yıldır sadece cerrahi olarak uygulanan stripping operasyonları, artık çok daha az yan etki ve çok yüksek başarı ile Radyofrekans ve Lazer teknolojileri kullanılarak yapılıyor. Eskiden kısa ve uzun safen toplardamarlar çekilip, çıkarılıyordu. Günümüzde ise artık hiçbir kesi yapılmadan, cilde uygulanan bir iğne ve kateter sistemi ile hastalıklı safen toplardamarlarının içine giriliyor. Ardından kasık bölgesine kadar ilerletilen kateterlerin ucunda yer alan bölümlerin yardımı ile damarlar radyofrekans dalgaları ve lazer ışınları kullanılarak yakılıyor.
Bu Yöntem Ne Tür Avantajlar İçeriyor?
Bu yöntem eğitimli kişiler tarafından yapıldığı takdirde yüzde 100’e yakın başarı ve çok az yan etkiler ile uygulanabiliyor. Cerrahide karşılaşılan enfeksiyon, kanama ve morarma gibi yan etkiler ile hemen hemen hiç karşılaşılmıyor. Bu yöntemden en çok fayda gören bir diğer grup ise fazla kilolu, göbekli hastalar. Yaranın kasık ve göbek katmanları arasında kalıp terleme sonrasında enfeksiyon veya yara iyileşmesi gibi ciddi problemler yaşamaları muhtemel olan hastalarda, hiçbir kesi yapılmadan uygulanan bu yöntem, ideal tedavi tipi olarak karşımıza çıkıyor. İşlem sonrasında hastalar ertesi gün taburcu oluyor ve hemen işine dönebiliyor.
Varis Tedavisi Her Mevsimde Yapılabilir mi?
Varis tedavilerinin bir çoğunda tedavilerin sonrasında bir süre elastik bandaj veya varis çorabı kullanmak, lazer uygulamaları sonrasında da 6-8 hafta güneşe çıkmamak gerektiği için işlemlerin yılın serin dönemleri olan ilk ve sonbahar ile kış dönemlerinde yapılması öneriliyor.
Tedaviden Sonra Varis Tekrar Oluşur mu?
Varisi oluşturan etkenlerin çok ve genetik, cinsiyet ile iş tipi gibi ortadan kaldırılamayacak parçaların var olması nedeniyle diğer damarların deforme olarak varisleşmesi söz konusu olabiliyor. Bu etkiyi azaltmada ise gün içerisinde bol bol hareket etmek, beslenmeye dikkat etmek, düzenli spor yapmak, ağır şeyleri kaldırmaktan kaçınmak ve varis çorabı kullanmak gibi koruyucu alışkanlıkları kazanmanın rolü azımsanmayacak kadar çoktur.
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .