Backrgound Image
Home Icon
Arrow
Arrow
Güvercin Göğsü (Pektus Karinatum) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Güvercin Göğsü (Pektus Karinatum) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Calendar Icon
18 Nisan 2025
İçindekiler
  • Güvercin Göğsü (Pektus Karinatum) Nedir?
  • Güvercin Göğsünün Nedenleri ve Risk Faktörleri
  • Güvercin Göğsü Belirtileri Nelerdir? 
  • Güvercin Göğsü Tanısı Nasıl Konulur?
  • Güvercin Göğsü Tedavi Yöntemleri
  • Güvercin Göğsü Tedavisinde Egzersiz ve Sporun Yeri 
  • Güvercin Göğsü ve İlişkili Sağlık Sorunları
  • Güvercin Göğsü İçin Hangi Bölüme Başvurulmalı?
  • Güvercin Göğsü (Pektus Karinatum) ile Kunduracı Göğsü (Pektus Ekskavatum) Arasındaki Farklar 
  • Sıkça Sorulan Sorular
Copy Icon
Twitter Icon
Facebook Icon
Lınkedin Icon

Güvercin göğsü (pektus karinatum), göğüs kemiğinin ve kaburgaların normalden daha fazla öne doğru çıkıntı yapmasıyla karakterize edilen bir göğüs duvarı deformitesidir. Bu durum, göğüs kafesine güvercinin şişkin göğsüne benzer bir görünüm verir.

Güvercin Göğsü (Pektus Karinatum) Nedir?

Güvercin göğsü nedir sorusunun kısa cevabı, göğüs kemiği ve kaburgaların öne doğru çıkıntı yapması durumudur. Bu durum, genellikle çocukluk ya da ergenlik döneminde fark edilir ve kaburgaların ve göğüs kemiğinin (sternum) anormal büyümesi sonucu ortaya çıkar. Adını, göğsün dışa doğru çıkık görünümünün güvercin göğsüne benzemesinden alır. Çoğu zaman doğuştan gelir, ancak bazı durumlarda altta yatan başka bir sağlık sorununun belirtisi de olabilir. Fiziksel rahatsızlık yaratabileceği gibi, estetik kaygılar ve psikolojik etkiler de görülebilir. Tedavi seçenekleri arasında ortopedik korseler ve cerrahi müdahaleler yer alır.

Pektus Karinatum Tipleri Nelerdir?

Pektus karinatumun (güvercin göğsü) başlıca tipleri şunlardır:

  • Kondrogladiolar tip: En sık görülen tiptir (%89). Sternumun alt kısmındaki kostal kıkırdakların öne doğru çıkmasıyla karakterizedir. Genellikle simetriktir.
  • Kondromanubrial tip: Daha az sıklıkta görülür. Manubrium (sternumun üst kısmı) ve 2. ile 3. kaburgaların kıkırdaklarının öne doğru çıkması, sternumun gövdesinde ise göreceli bir çöküklükle kendini gösterir.
  • Miks tip (Karinatum ve Ekskavatum kombinasyonu): Bir tarafta karinatum deformitesi görülürken, diğer tarafta sternal rotasyonla birlikte çöküklük (pektus ekskavatum) olabilir.
  • Simetrik: Göğüs ön duvarının her iki tarafında benzer şekilde çıkıntı olmasıdır.
  • Asimetrik: Göğüs ön duvarının bir tarafında diğerine göre daha belirgin bir çıkıntı olmasıdır.

Güvercin Göğsü Görülme Sıklığı Nedir?

Pektus karinatum, pektus ekskavatumdan sonra en sık görülen ikinci göğüs duvarı deformitesidir. Genel görülme sıklığı yaklaşık olarak 10.000 canlı doğumda 6 olarak tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklar bu oranın 1000 ila 2500 canlı doğumda 1 olduğunu belirtmektedir. Erkek çocuklarda kız çocuklarına göre 3 ila 5 kat daha sık görülür.

Güvercin Göğsünün Nedenleri ve Risk Faktörleri

Güvercin göğsünün (pektus karinatum) kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık önemli bir rol oynar; aile bireylerinde benzer göğüs deformiteleri olan kişilerde daha sık görülür. Doğuştan gelen bir durum olabilir veya ergenlik döneminde, özellikle hızlı büyüme çağlarında ortaya çıkabilir. Bazı vakalarda bağ dokusu hastalıkları (örneğin Marfan sendromu veya Ehlers-Danlos sendromu) gibi altta yatan genetik bozukluklarla ilişkili olabilir.

Güvercin göğsü nedenleri arasında en sık rastlananı, kaburgaları göğüs kemiğine bağlayan kıkırdak dokusunun aşırı ve düzensiz büyümesidir.

Ayrıca D vitamini eksikliği nedeniyle gelişen raşitizm gibi kemik gelişimini etkileyen hastalıklar da bu deformitenin oluşum riskini artırabilir. Erkeklerde, kızlara göre daha sık rastlanır ve çoğu zaman başka sağlık sorunları olmadan izole bir durum olarak seyreder.

Güvercin göğsü neden olur sorusunun kısa cevabı, kaburgaları göğüs kemiğine bağlayan kıkırdak dokusunun aşırı büyümesidir.

Genetik Yatkınlık Rol Oynar Mı?

Evet, güvercin göğsü hastalığı gelişiminde genetik yatkınlığın önemli bir rolü bulunmaktadır. Pektus karinatum hastalarının yaklaşık %25'inde aile öyküsü olduğu bilinmektedir. Ailede göğüs duvarı deformitesi olan bireylerin olması, pektus karinatum riskini artırabilir.

Hangi Durumlar Riski Artırır?

Genetik yatkınlığın yanı sıra, bazı durumlar pektus karinatum riskini artırabilir:

  • Diğer Genetik Sendromlar: Marfan sendromu, Ehlers-Danlos sendromu, Noonan sendromu ve Morquio sendromu gibi bazı genetik bağ dokusu bozuklukları pektus karinatum ile birlikte daha sık görülebilir.
  • Doğuştan Kalp Hastalıkları: Bazı doğuştan kalp anomalileri olan bireylerde pektus karinatum görülme sıklığı daha yüksek olabilir.
  • Skolyoz: Omurganın yana doğru eğriliği olan skolyoz, bazı pektus karinatum vakalarında eşlik edebilir.
  • Hızlı Büyüme Dönemi: Ergenlik dönemindeki hızlı büyüme, mevcut olan hafif bir göğüs duvarı anormalliğinin daha belirgin hale gelmesine neden olabilir.
  • Cinsiyet: Erkek çocuklarda kız çocuklarına göre pektus karinatum daha sık görülür.

Pektus karinatumun kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bu faktörlerin bir araya gelerek kıkırdak ve kemik gelişimindeki anormalliklere yol açtığı düşünülmektedir.

Güvercin Göğsü Belirtileri Nelerdir? 

Güvercin göğsü belirtileriarasında en belirgini, göğüs kemiğinin öne doğru çıkıntı yapmasıdır. Bu çıkıntı tek taraflı ya da simetrik olabilir ve zamanla daha belirgin hâle gelebilir. Fiziksel olarak genellikle ağrıya neden olmasa da, bazı bireylerde göğüs bölgesinde hassasiyet, nefes darlığı, egzersiz sırasında çabuk yorulma veya yorgunluk hissi görülebilir. Nadir durumlarda kalp ve akciğer fonksiyonlarını etkileyebilir.

Estetik görünümden kaynaklı olarak özgüven eksikliği, sosyal kaygı ve psikolojik rahatsızlıklar da sık rastlanan belirtiler arasında yer alabilir. Bu semptomların şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.

Fiziksel Belirtiler ve Görünüm

Pektus karinatumun en belirgin fiziksel belirtisi, göğüs ön duvarının dışa doğru çıkıntı yapmasıdır. Bu çıkıntı, "güvercin göğsü" olarak da adlandırılır ve farklı şekil ve şiddetlerde olabilir:

  • Göğüs kemiğinin (sternum) öne doğru çıkması: Bu çıkıntı genellikle kaburgaların kıkırdak kısımlarının anormal büyümesi nedeniyle oluşur.
  • Simetrik veya asimetrik görünüm: Çıkıntı tüm göğüs ön duvarında eşit olabileceği gibi, bir tarafta daha belirgin de olabilir.
  • Değişen şiddet: Bazı bireylerde hafif bir çıkıntı fark edilirken, bazılarında daha belirgin ve rahatsız edici olabilir.
  • Diğer olası fiziksel bulgular: Bazı kişilerde hafif bir eğrilik veya göğüs kafesinde şekil bozukluğu da eşlik edebilir.

Olası Sağlık Etkileri (Nefes Darlığı, Ağrı vb.)

Pektus karinatum genellikle sadece kozmetik bir sorun olarak kabul edilir ve çoğu kişide ciddi sağlık sorunlarına yol açmaz. Ancak bazı durumlarda fiziksel ve psikolojik etkileri olabilir:

  • Nefes Darlığı: Özellikle egzersiz sırasında veya yoğun aktivitelerde hafif nefes darlığı hissedilebilir. Bu durum, göğüs duvarının hareketliliğini kısıtlaması nedeniyle akciğerlerin tam olarak genişlemesini engelleyebilmesinden kaynaklanabilir. Ancak ciddi nefes darlığı nadirdir.
  • Göğüs Ağrısı: Bazı bireylerde, özellikle çıkıntının olduğu bölgede veya kaburgalarda hafif düzeyde ağrı veya rahatsızlık hissedilebilir. Bu ağrı genellikle aktiviteyle artabilir.
  • Çabuk Yorulma: Fiziksel aktivite sırasında normalden daha çabuk yorulma hissi olabilir.
  • Postür Bozuklukları: Göğüs duvarındaki anormallik, duruşu etkileyebilir ve sırt veya boyun ağrılarına yol açabilir.
  • Psikolojik Etkiler: Özellikle ergenlik döneminde, görünümdeki farklılık nedeniyle özgüven eksikliği, kaygı ve sosyal çekilme gibi psikolojik sorunlar yaşanabilir.

Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?

Güvercin göğsü için hangi doktor tedavi sürecini yürütür? hastalar ve hsata yakınlarının merak ettiği bir konudur. Pektus karinatum genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde fark edilir. Aşağıdaki durumlarda bir doktora başvurmak önemlidir:

  1. Yeni fark edilen veya belirginleşen bir göğüs duvarı çıkıntısı: Erken teşhis ve değerlendirme, tedavi seçenekleri hakkında bilgi edinmek için önemlidir.
  2. Nefes darlığı, göğüs ağrısı veya çabuk yorulma gibi semptomların eşlik etmesi: Bu semptomlar, altta yatan başka bir sağlık sorununun işareti olabileceği gibi, pektus karinatumun nadir görülen ciddi etkileri de olabilir.
  3. Görünüm nedeniyle psikolojik sıkıntı yaşanması: Doktor, psikolojik destek veya tedavi seçenekleri konusunda yardımcı olabilir.
  4. Ailede pektus karinatum veya benzeri göğüs duvarı deformitelerinin olması: Genetik yatkınlık söz konusuysa, erken değerlendirme faydalı olabilir.

Doktor, fiziksel muayene yapacak ve gerekirse tanıyı doğrulamak ve durumun ciddiyetini değerlendirmek için görüntüleme testleri (röntgen, BT taraması) isteyebilir. Tedavi gerekip gerekmediğine ve hangi tedavi yönteminin uygun olduğuna doktor karar verecektir.

Güvercin Göğsü Tanısı Nasıl Konulur?

Güvercin göğsü teşhisi genellikle fiziksel muayene ile kolayca konulur, ancak deformitenin derecesini ve olası eşlik eden durumları değerlendirmek için görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. Doktor, göğüs kafesindeki dışa doğru çıkıntıyı gözlemler ve değerlendirir. Tanının kesinleşmesi ve deformitenin derecesinin belirlenmesi için görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir. Göğüs röntgeni, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile göğüs yapısındaki anormallikler detaylı bir şekilde incelenir.

Ayrıca, kalp ve akciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesi amacıyla ekokardiyografi ve solunum testleri yapılabilir. Bu değerlendirmeler, hem tanının doğrulanmasına hem de uygun tedavi yönteminin belirlenmesine yardımcı olur.

Fizik Muayene Bulguları

Fizik muayene, pektus karinatum tanısının konulmasında ilk ve en önemli adımdır. Doktor, hastayı dikkatlice gözlemleyerek ve elle muayene ederek aşağıdaki bulguları değerlendirir:

  1. Göğüs Duvarının Görünümü: En belirgin bulgu, sternumun (göğüs kemiği) ve/veya kostal kıkırdakların (kaburgaları sternuma bağlayan kıkırdak dokusu) öne doğru çıkıntı yapmasıdır. Bu çıkıntının şekli, büyüklüğü, simetrik olup olmadığı ve hangi bölgeleri etkilediği değerlendirilir.
  2. Çıkıntının Lokalizasyonu: Çıkıntının sternumun hangi bölümünde (üst, orta, alt) veya kaburgaların hangi kıkırdaklarında yoğunlaştığı belirlenir (kondrogladiolar, kondromanubrial tip).
  3. Göğüs Duvarının Esnekliği: Doktor, göğüs duvarına hafifçe bastırarak esnekliğini değerlendirebilir. Bazı vakalarda göğüs duvarı normalden daha sert olabilir.
  4. Diğer Deformitelerin Varlığı: Skolyoz (omurga eğriliği) veya diğer göğüs duvarı anormallikleri (pektus ekskavatum gibi) olup olmadığı kontrol edilir.
  5. Kalp ve Akciğer Muayenesi: Doktor, kalp seslerini dinleyerek ve akciğerleri muayene ederek olası kardiyovasküler veya solunum sistemi sorunlarını değerlendirir.

Görüntüleme Yöntemleri (Röntgen, BT)

Fizik muayene sonrasında tanıyı doğrulamak, deformitenin derecesini ve etkilediği yapıları daha detaylı değerlendirmek için görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir:

Göğüs Röntgeni (Akciğer Grafisi)

Ön ve yan grafiler, göğüs duvarının genel yapısını, sternumun pozisyonunu ve çıkıntının varlığını gösterir. Ayrıca akciğerler ve kalp hakkında da genel bir fikir verir. Pektus karinatumun tipini ve şiddetini kabaca değerlendirmeye yardımcı olabilir.

Bilgisayarlı Tomografi (BT)

BT taraması, göğüs duvarının kemik ve kıkırdak yapısını daha detaylı bir şekilde görüntüler. Deformitenin tam şeklini, derecesini, sternumun ve kaburgaların birbirleriyle olan ilişkisini ve iç organlar üzerindeki olası baskıyı daha net bir şekilde ortaya koyar. Tedavi planlaması (özellikle cerrahi) öncesinde sıklıkla tercih edilir. BT taraması ile Haller indeksi benzeri ölçümler de yapılabilir (pektus ekskavatumda daha yaygın olsa da).

Ek Testler (Solunum Fonksiyon Testleri, EKG)

Pektus karinatum genellikle solunum veya kardiyak sorunlara yol açmasa da, bazı durumlarda ek testler yapılabilir:

  • Solunum Fonksiyon Testleri (SFT): Özellikle nefes darlığı şikayeti olan veya egzersiz intoleransı gösteren hastalarda akciğer kapasitesini ve hava akışını değerlendirmek için yapılır. Pektus karinatumun akciğer fonksiyonları üzerindeki olası etkisini belirlemeye yardımcı olur. Genellikle anlamlı bir kısıtlılık görülmez, ancak bazı vakalarda hafif restriktif paternler izlenebilir.
  • Elektrokardiyografi (EKG): Kalp fonksiyonlarını değerlendirmek için yapılan basit ve ağrısız bir testtir. Pektus karinatumun doğrudan kalp üzerinde bir etkisi beklenmese de, eşlik eden kardiyovasküler sorunları veya semptomları değerlendirmek amacıyla yapılabilir.

Bu görüntüleme ve ek testlerin yapılıp yapılmaması, hastanın semptomlarına, fizik muayene bulgularına ve doktorun klinik değerlendirmesine bağlıdır. Çoğu vakada sadece fizik muayene ve bazen bir göğüs röntgeni tanı için yeterli olabilir.

Güvercin Göğsü Tedavi Yöntemleri

Güvercin göğsü tedavisi, deformitenin şiddetine, hastanın yaşına ve belirtilerin derecesine göre farklı yöntemler uygulanır. Hafif ve esnek vakalarda, özellikle büyüme çağındaki çocuklarda, özel olarak tasarlanmış ortopedik korse (bracing) kullanımı oldukça etkili olabilir. Bu korseler, göğüs kemiğine dışarıdan baskı uygulayarak zamanla deformitenin düzelmesini sağlar. Daha ileri vakalarda ya da korse tedavisine yanıt alınamayan durumlarda cerrahi müdahale tercih edilebilir.

Güvercin göğsü tedavi yöntemleri arasında cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemler yer almaktadır.

Cerrahi yöntemler arasında en yaygın olanı, çıkıntılı göğüs kemiğinin yeniden şekillendirilmesini içeren Ravitch prosedürüdür. Tedaviye ek olarak, solunum egzersizleri, fizik tedavi ve psikolojik destek de gerekebilir. Erken tanı ve uygun tedavi ile hem estetik hem de fonksiyonel açıdan başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Tedavi Kararı Nasıl Verilir?

Pektus karinatum tedavisinde karar verme süreci, birkaç önemli faktörün dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini içerir:

  • Yaş: Tedavi seçenekleri ve başarı oranları yaşa göre farklılık gösterebilir. Özellikle ameliyatsız tedavi olan korse kullanımı, kemik ve kıkırdak yapısının daha esnek olduğu büyüme çağındaki çocuklarda ve ergenlerde daha etkili olabilir. Erişkinlerde korse tedavisi genellikle daha az başarılıdır. Cerrahi tedavi ise her yaşta uygulanabilir, ancak iyileşme süreci yaşla birlikte farklılık gösterebilir.
  • Deformitenin Şiddeti: Pektus karinatumun derecesi, tedavi seçiminde önemli bir rol oynar. Hafif vakalarda tedaviye gerek duyulmayabilir veya korse gibi konservatif yöntemler denenebilirken, şiddetli vakalarda cerrahi müdahale daha uygun olabilir. Deformitenin şiddeti genellikle fizik muayene ve görüntüleme yöntemleri (özellikle BT taraması) ile değerlendirilir.
  • Belirtiler: Hastanın yaşadığı semptomlar tedavi kararını etkileyebilir. Eğer nefes darlığı, göğüs ağrısı, çabuk yorulma gibi fiziksel belirtiler varsa veya görünüm nedeniyle ciddi psikolojik sıkıntılar yaşanıyorsa, tedavi düşünülmelidir. Sadece kozmetik kaygılar varsa, tedavi kararı hastanın tercihine ve deformitenin şiddetine bağlı olabilir.

Bu faktörler bir arada değerlendirilerek, hasta ve ailesiyle birlikte en uygun tedavi planı oluşturulur.

Ameliyatsız Tedavi (Korse Kullanımı)

Pektus karinatum tedavisi kapsamında ameliyatsız bir seçenek olarak korse kullanımı mevcuttur. Bu özel olarak tasarlanmış korseler, göğüs duvarındaki çıkıntıyı yavaş yavaş düzeltmek amacıyla basınç uygular. Doktorlar cerrahi seçenek öncesi güvercin göğsü korse tedavisi kullanarak ameliyatsız tedavi yöntemini deneyebilirler.

Korse Tedavisi Kimler İçin Uygundur?

Korse tedavisi genellikle aşağıdaki durumlarda düşünülebilir:

  • Büyüme çağındaki çocuklar ve ergenler: Kemik ve kıkırdak yapısı daha esnek olduğu için korse tedavisine yanıt verme olasılıkları daha yüksektir.
  • Hafif ve orta şiddetli kondrogladiolar tip pektus karinatum: Bu tip, korse tedavisine en iyi yanıtı veren tiptir.
  • Ameliyat olmak istemeyen veya ameliyat için uygun olmayan hastalar: Bazı sağlık sorunları olan veya ameliyat riskini almak istemeyen hastalar için korse bir alternatif olabilir.

Korse Tedavisinin Başarı Oranı ve Süresi

Korse tedavisinin başarı oranı, deformitenin tipi ve şiddeti, hastanın yaşı, korsenin düzenli kullanımı ve tedaviye uyumu gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Erken yaşta başlanan ve düzenli kullanılan korselerle %50 ila %80 arasında başarı elde edilebilir.

Korse kullanım süresi genellikle 6 aydan 2 yıla kadar uzayabilir. Başlangıçta korse günde 23 saate kadar takılabilirken, düzelme sağlandıkça kullanım süresi kademeli olarak azaltılır. Tedavinin başarısı için korsenin düzenli ve doğru şekilde kullanılması büyük önem taşır.

Cerrahi Tedavi: Güvercin Göğsü Ameliyatı

Pektus karinatumun şiddetli olduğu, korse tedavisinin başarısız olduğu veya erişkin hastalarda cerrahi tedavi bir seçenek olabilir. Güvercin göğsü ameliyatı, göğüs duvarındaki çıkıntıyı düzeltmeyi amaçlar. 

Güvercin Göğsü Ameliyatı Teknikleri

Pektus karinatum ameliyatı kapsamında kullanılan başlıca cerrahi teknikler şunlardır:

  • Ravitch Tekniği ve Modifikasyonları: Bu teknikte, göğüs ön duvarına yatay bir kesi yapılır. Çıkıntıya neden olan anormal büyümüş kaburga kıkırdakları çıkarılır veya yeniden şekillendirilir. Sternum (göğüs kemiği) doğru pozisyona getirilir ve genellikle geçici olarak teller veya plakalarla sabitlenir. Bu teller veya plakalar genellikle birkaç ay sonra ikinci bir küçük operasyonla çıkarılır. Ravitch tekniğinin çeşitli modifikasyonları, kesi boyutunu küçültmeyi ve kozmetik sonuçları iyileştirmeyi hedefler.
  • Minimal İnvaziv Teknikler: Son yıllarda, daha küçük kesilerle gerçekleştirilen minimal invaziv cerrahi teknikler de geliştirilmiştir. Bu tekniklerde, kamera yardımıyla özel cerrahi aletler kullanılarak kıkırdaklara müdahale edilir ve sternum düzeltilir. Bu yöntemler genellikle daha az yara izi, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme sağlayabilir. Ancak her hasta için uygun olmayabilir.

Cerrahi teknik seçimi, deformitenin tipine ve şiddetine, hastanın yaşına ve cerrahın deneyimine bağlı olarak değişir.

Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

Güvercin göğsü ameliyatı sonrası iyileşme süreci hastadan hastaya değişmekle birlikte genel olarak aşağıdaki aşamaları içerir:

  1. Hastanede Kalış: Ameliyat sonrası genellikle birkaç gün (3-7 gün) hastanede kalınması gerekebilir. Bu süre zarfında ağrı kontrolü sağlanır, vital bulgular takip edilir ve hasta mobilize edilmeye başlanır.
  2. Ağrı Yönetimi: Ameliyat sonrası ağrı normaldir ve ağrı kesicilerle kontrol altında tutulur.
  3. Hareket Kısıtlılığı: Bir süre ağır kaldırmaktan ve göğüs bölgesini zorlayacak hareketlerden kaçınılması önerilir. Doktorun önerdiği şekilde kademeli olarak aktivite düzeyi artırılır.
  4. Yara Bakımı: Ameliyat bölgesindeki kesilerin temiz ve kuru tutulması enfeksiyon riskini azaltır. Doktorun önerdiği şekilde yara bakımı yapılır.
  5. Fizik Tedavi: Özellikle büyük cerrahi sonrası, göğüs duvarı hareketliliğini ve solunum fonksiyonlarını iyileştirmek için fizik tedavi gerekebilir.
  6. Kontroller: Ameliyat sonrası düzenli doktor kontrolleri iyileşme sürecinin takip edilmesi ve olası komplikasyonların erken tespiti için önemlidir.
  7. Tam İyileşme: Tam iyileşme genellikle birkaç hafta ila birkaç ay sürebilir. Bu süre zarfında hasta normal aktivitelerine kademeli olarak dönebilir.

Ameliyat sonrası dönemde doktorun talimatlarına uymak ve düzenli kontrollere gitmek başarılı bir iyileşme için kritik öneme sahiptir.

Güvercin göğsü (pektus karinatum) tedavisinde egzersiz ve spor, özellikle hafif vakalarda destekleyici bir rol oynar. Göğüs kaslarını güçlendiren, postürü düzelten ve solunum kapasitesini artıran egzersizler, hem fiziksel görünümün iyileştirilmesine katkı sağlar hem de hastanın yaşam kalitesini artırır. Yüzme, yoga, pilates ve postür egzersizleri gibi sporlar göğüs kafesi çevresindeki kasları çalıştırarak deformitenin ilerlemesini yavaşlatabilir. Ayrıca, düzenli egzersiz yapmak korse tedavisine destek olurken, vücut farkındalığını artırır ve psikolojik açıdan da olumlu etkiler yaratabilir. Ancak egzersiz programı mutlaka doktor veya fizyoterapist kontrolünde, kişiye özel olarak planlanmalıdır.

Güvercin Göğsü Tedavisinde Egzersiz ve Sporun Yeri 

"Güvercin göğsü sporla düzelir mi?" sorusunun cevabı, sporun doğrudan kemik yapısını değiştirmese de, duruşu iyileştirerek ve kasları güçlendirerek görünümde olumlu değişiklikler sağlayabileceği yönündedir.

Güvercin göğsü tedavisi kapsamında egzersiz ve spor, özellikle hafif vakalarda destekleyici bir rol oynar. Göğüs kaslarını güçlendiren, postürü düzelten ve solunum kapasitesini artıran egzersizler, hem fiziksel görünümün iyileştirilmesine katkı sağlar hem de hastanın yaşam kalitesini artırır. Yüzme, yoga, pilates ve postür egzersizleri gibi sporlar göğüs kafesi çevresindeki kasları çalıştırarak deformitenin ilerlemesini yavaşlatabilir.

Ayrıca, düzenli egzersiz yapmak korse tedavisine destek olurken, vücut farkındalığını artırır ve psikolojik açıdan da olumlu etkiler yaratabilir. Ancak egzersiz programı mutlaka doktor veya fizyoterapist kontrolünde, kişiye özel olarak planlanmalıdır.

Egzersiz Tek Başına Yeterli Midir?

Egzersiz, güvercin göğsünün kendisini doğrudan düzeltemez çünkü bu durum kemik ve kıkırdak yapısıyla ilgilidir. Ancak egzersizin bu durumda dolaylı faydaları olabilir:

  • Göğüs ve sırt kaslarını güçlendirmek: Bu kaslar, göğüs kafesine daha iyi bir görünüm kazandırabilir ve postürü düzelterek çıkıntının daha az belirgin olmasına yardımcı olabilir.
  • Genel vücut kondisyonunu iyileştirmek: Sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olarak egzersiz, genel sağlık ve özgüven üzerinde olumlu etkiler yaratır.

Özetle, egzersiz güvercin göğsünü tek başına tedavi etmez ancak vücut görünümünü iyileştirmeye ve genel sağlığı desteklemeye yardımcı olabilir.

Tedaviyi Destekleyici Egzersizler Nelerdir?

Güvercin göğsü durumunda tedaviyi destekleyici ve görünümü iyileştirmeye yardımcı olabilecek bazı egzersiz türleri şunlardır:

1. Postürü İyileştirmeye Yönelik Egzersizler:

  • Omuzları Geriye Çekme (Shoulder Retractions): Dik oturun veya ayakta durun. Omuzlarınızı geriye ve aşağıya doğru çekin, kürek kemiklerinizi birbirine yaklaştırın. Birkaç saniye bu pozisyonda kalın ve sonra gevşeyin.
  • Duvar Meleği (Wall Angels): Sırtınız duvara dönük olarak ayakta durun. Dizlerinizi hafifçe bükün ve ayaklarınızı duvardan biraz uzaklaştırın. Kollarınızı dirsekleriniz hafif bükülü olacak şekilde yukarı kaldırın ve avuç içleriniz duvara dönük olsun. Kollarınızı yukarı ve aşağı doğru kaydırırken sırtınızın ve kollarınızın duvarla temasını kaybetmemeye çalışın.
  • Kedi-Deve Pozu (Cat-Cow Pose): Dört ayak üzerinde pozisyon alın. Nefes alırken sırtınızı aşağıya doğru eğin (deve pozisyonu), başınızı yukarı kaldırın. Nefes verirken sırtınızı yukarı doğru kamburlaştırın (kedi pozisyonu), başınızı aşağıya doğru bırakın.

2. Göğüs Kaslarını Esnetmeye Yönelik Egzersizler:

  • Kapı Eşiği Esnetmesi (Doorway Chest Stretch): Bir kapı eşiğine veya iki sabit nesne arasına dik durun. Dirseklerinizi omuz hizasında veya biraz üzerinde olacak şekilde kollarınızı yanlara doğru açın ve ellerinizi eşiklere veya nesnelere yerleştirin. Öne doğru hafifçe eğilin, göğsünüzde bir gerginlik hissedin. Birkaç saniye bu pozisyonda kalın ve sonra gevşeyin.
  • Sırt Üstü Kol Açma (Supine Arm Openings): Sırt üstü yere uzanın, dizlerinizi bükün ve ayaklarınızı yere basın. Kollarınızı yanlara doğru omuz hizasında açın. Derin bir nefes alın ve nefes verirken kollarınızı yavaşça başınızın üzerine doğru getirin. Göğsünüzde bir gerginlik hissedin. Birkaç saniye kalın ve sonra başlangıç pozisyonuna dönün.

3. Sırt Kaslarını Güçlendirmeye Yönelik Egzersizler:

  • Kürek Kemiği Sıkıştırma (Scapular Squeezes): Oturarak veya ayakta durarak kollarınızı yanlarınızda serbest bırakın. Kürek kemiklerinizi birbirine doğru sıkıştırın. Birkaç saniye bu pozisyonda kalın ve sonra gevşeyin.
  • Ters Sinek (Reverse Fly): Ayakta hafifçe öne eğilin veya bir sehpa üzerine yüzüstü uzanın. Hafif ağırlıklar (dambıl) elinizde, kollarınızı aşağıya doğru sarkıtın. Dirseklerinizi hafifçe bükerek kollarınızı yanlara doğru omuz hizasına kadar kaldırın. Kürek kemiklerinizi birbirine yaklaştırmaya odaklanın. Yavaşça başlangıç pozisyonuna dönün.

Güvercin Göğsü ve İlişkili Sağlık Sorunları

Güvercin göğsü (pektus karinatum) genellikle izole bir durum olsa da bazı bireylerde başka sağlık sorunlarıyla birlikte görülebilir. Bu deformite, nadiren de olsa kalp ve akciğer üzerinde baskı oluşturarak nefes darlığı, egzersiz sırasında çabuk yorulma veya göğüs ağrısı gibi şikâyetlere yol açabilir. Ayrıca, skolyoz (omurga eğriliği), kifoz (sırt kamburluğu) gibi iskelet sistemi bozukluklarıyla birlikte görülebilir. Marfan sendromu veya Ehlers-Danlos sendromu gibi bağ dokusu hastalıkları da güvercin göğsü ile ilişkilendirilen genetik rahatsızlıklardandır.

Fiziksel etkilerinin yanı sıra, özellikle ergenlik dönemindeki bireylerde özgüven kaybı, depresyon ve sosyal anksiyete gibi psikolojik sorunlara da neden olabilir. Bu nedenle tedavi yaklaşımı multidisipliner bir şekilde ele alınmalıdır.

Güvercin Göğsü Sağlığa Zararlı Mıdır?

Çoğu durumda "güvercin göğsü zararlı mı?" sorusunun cevabı hayır olsa da, bazı kişilerde nadiren nefes darlığı veya göğüs ağrısı gibi fiziksel semptomlara ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Kalp ve akciğer fonksiyonları genellikle normaldir. Ancak bazı kişilerde aşağıdaki gibi durumlar görülebilir:

Nefes Darlığı

Nadiren, özellikle şiddetli vakalarda, göğüs kafesinin şekli akciğerlerin tam olarak genişlemesini engelleyebilir ve egzersiz sırasında veya yoğun aktivitelerde hafif nefes darlığına neden olabilir.

Göğüs Ağrısı

Bazı kişilerde göğüs duvarındaki anormal şekil nedeniyle hafif göğüs ağrısı veya rahatsızlık hissedilebilir. Bu durum genellikle kas-iskelet sistemi kaynaklıdır.

Yorgunluk

Nefes darlığı veya göğüs duvarındaki mekanik sorunlar nedeniyle bazı kişilerde daha çabuk yorulma görülebilir.

Ancak unutulmamalıdır ki bu fiziksel semptomlar güvercin göğsü olan kişilerin küçük bir yüzdesinde görülür. Çoğu insan herhangi bir fiziksel sorun yaşamaz.

Olası Komplikasyonlar Nelerdir?

Güvercin göğsü genellikle ciddi komplikasyonlara yol açmaz. Ancak nadir durumlarda şunlar görülebilir:

  • Skolyoz: Bazı çalışmalarda, güvercin göğsü olan kişilerde skolyoz (omurga eğriliği) görülme olasılığının biraz daha yüksek olabileceği belirtilmiştir.
  • Bağ Dokusu Hastalıkları: Nadiren, güvercin göğsü Marfan sendromu gibi bazı bağ dokusu hastalıklarının bir belirtisi olabilir. Bu tür durumlarda, altta yatan hastalığın diğer belirtileri de bulunur.

Güvercin Göğsü İçin Hangi Bölüme Başvurulmalı?

Güvercin göğsü (pektus karinatum) şüphesi olan bireylerin başvurması gereken ilk bölüm göğüs cerrahisi veya ortopedi ve travmatoloji polikliniğidir. Bu uzmanlık alanları, göğüs kafesi deformitelerinin değerlendirilmesi ve tedavi planlamasında yetkilidir. İlk değerlendirmeyi genellikle bir çocuk cerrahisi uzmanı yapabilir, özellikle çocuk ve ergenlerde görüldüğünde.

Tanı ve tedavi sürecinde, gerektiğinde fizyoterapist, psikolog, kalp ve akciğer uzmanları gibi farklı branşlardan hekimlerle de iş birliği yapılabilir. Tedaviye erken başlanması, özellikle korseli müdahalelerde daha etkili sonuçlar alınmasına yardımcı olur.

Göğüs Cerrahisi Uzmanının Rolü

Göğüs cerrahisi uzmanları, güvercin göğsü tedavisinde merkezi bir role sahiptir. Görevleri şunlardır:

Tanı Koyma ve Değerlendirme

Fiziksel muayene, röntgen, bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleriyle güvercin göğsünün tipini ve şiddetini belirler. Gerekirse kalp ve akciğer fonksiyonlarını değerlendirmek için ek testler isteyebilir.

Tedavi Planlaması

Hastanın yaşı, deformitenin derecesi, semptomları ve psikolojik durumu gibi faktörleri göz önünde bulundurarak uygun tedavi yöntemini belirler. Bu, konservatif tedavilerden cerrahi müdahaleye kadar değişebilir.

Cerrahi Tedavi Uygulaması

Eğer cerrahi tedaviye karar verilirse, göğüs cerrahı farklı teknikleri uygulayabilir. Bunlar arasında:

  • Ravitch Prosedürü: Açık cerrahi yöntemle fazla kıkırdak dokusunun çıkarılması ve göğüs kemiğinin yeniden şekillendirilmesini içerir.
  • Abramson Prosedürü (Minimal İnvaziv): Göğüs kemiğinin arkasına metal bir bar yerleştirilerek çıkıntının düzeltilmesini sağlar. Bu bar genellikle birkaç yıl sonra çıkarılır.

Ameliyat Sonrası Takip ve Bakım

Ameliyat geçiren hastaların iyileşme sürecini takip eder, ağrı yönetimi sağlar ve olası komplikasyonları yönetir.

Çocuk Cerrahisi ve Diğer Branşlar

Güvercin göğsü genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde belirginleştiği için çocuk cerrahisi uzmanları da önemli bir rol oynar. Çocuk cerrahları, çocuklarda güvercin göğsü tanı ve tedavisi konusunda uzmanlaşmıştır. Büyüme ve gelişme dönemindeki çocuklara özel tedavi yaklaşımları sunabilirler.

Diğer branşların rolü ise destekleyici ve eşlik eden durumların yönetimine yöneliktir:

  • Kardiyoloji: Güvercin göğsü olan bazı hastalarda mitral kapak prolapsusu gibi kalp sorunları görülebilir. Kardiyologlar, bu tür durumların teşhis ve tedavisinde rol oynar.
  • Pulmonoloji (Göğüs Hastalıkları): Nadiren de olsa solunum sorunları olan hastalarda akciğer fonksiyonlarını değerlendirir ve gerekirse tedavi planına dahil olur.
  • Ortopedi: Güvercin göğsü olan bazı kişilerde skolyoz gibi eşlik eden iskelet sistemi sorunları olabilir. Ortopedi uzmanları bu durumların tanı ve tedavisinde rol oynar.
  • Fizyoterapi: Postürü düzeltmeye, göğüs ve sırt kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersiz programları oluşturarak tedaviyi destekler. Özellikle ameliyat sonrası iyileşme sürecinde önemlidir.
  • Psikoloji/Psikiyatri: Vücut algısı sorunları, özgüven eksikliği veya sosyal kaygı yaşayan hastalara psikolojik destek ve tedavi sağlar. Özellikle ergenlik dönemindeki bireyler için bu destek önemlidir.
  • Genetik Uzmanları: Nadir durumlarda, güvercin göğsü genetik sendromlarla ilişkili olabilir. Genetik uzmanları, bu durumların tanısında ve genetik danışmanlıkta rol oynar.

Güvercin Göğsü (Pektus Karinatum) ile Kunduracı Göğsü (Pektus Ekskavatum) Arasındaki Farklar 

Güvercin göğsü ve kunduracı göğsü arasında temel farklar bulunmaktadır.

Görünüm Farkları:

  • Güvercin Göğsü (Pektus Karinatum): Göğüs kemiği (sternum) öne doğru çıkıntı yapar, yani göğüs kafesi dışarıya doğru belirgin şekilde çıkık olur. Bu çıkıntı, güvercin göğsüne benzer bir görünüm oluşturur.
  • Kunduracı Göğsü (Pektus Ekskavatum): Göğüs kafesi ise içeri doğru çökmüş gibi görünür. Sternum, normalden daha geriye doğru çekilmiş ve bu da göğüs kafesinin çökük görünmesine yol açar. Bu durum, bir kundura gibi şekil alır.

Nedenler ve Gelişim:

  • Güvercin Göğsü genellikle doğuştan gelir ve genetik faktörlere bağlı olabilir. Ergenlik döneminde, özellikle hızlı büyüme çağlarında daha belirginleşir.
  • Kunduracı Göğsü, genellikle doğuştan ve genetik faktörlerle ilgilidir, ancak bağ dokusu bozuklukları, raşitizm ve bazı kalp hastalıkları gibi durumlarla da ilişkilendirilebilir.

Fiziksel Etkiler:

  • Güvercin Göğsü, genellikle estetik açıdan kaygıya yol açar, ancak ciddi bir nefes darlığına veya kalp rahatsızlıklarına yol açma riski daha düşüktür.
  • Kunduracı Göğsü, daha ciddi solunum ve kalp problemleriyle ilişkilendirilebilir çünkü içeri çökmüş olan göğüs kafesi, kalp ve akciğer üzerinde baskı yapabilir. Bu da daha belirgin nefes darlığı, egzersiz sırasında zorlanma gibi şikâyetlere yol açabilir.

Tedavi Yöntemleri:

  • Güvercin Göğsü, genellikle ortopedik korse ile tedavi edilebilir. Şiddetli vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir.
  • Kunduracı Göğsü, tedavi için cerrahi yöntemler genellikle daha yaygın kullanılır, çünkü deformite genellikle daha belirgindir ve organları etkileyebilir. Cerrahi prosedürler, göğüs kemiğini yeniden şekillendirerek normal pozisyonuna getirmeyi amaçlar.

Sıkça Sorulan Sorular

Güvercin Göğsü Kendiliğinden Düzelir Mi?

Güvercin göğsü genellikle kendiliğinden düzelmez. Bebeklik döneminde hafif bir çıkıntı fark edilebilir, ancak genellikle büyüme ile birlikte daha belirgin hale gelir. Ergenlik döneminde, hızlı büyüme süreciyle birlikte çıkıntının derecesi artabilir. Nadiren, çok hafif vakalarda büyüme tamamlandıktan sonra görünümde minimal bir iyileşme olabilir, ancak tam bir düzelme beklenmez.

Güvercin Göğsü Korsesi Ne Kadar Süreyle ve Nasıl Kullanılır?

Güvercin göğsü korsesi (ortez), hafif ve orta dereceli, esnek göğüs duvarı olan genç hastalarda (genellikle büyüme döneminde) cerrahi olmayan bir tedavi seçeneği olarak kullanılabilir. Korsenin amacı, göğüs kemiğine sürekli ve nazik bir baskı uygulayarak zamanla çıkıntıyı düzeltmektir.

Kullanım Süresi ve Şekli:

  • Süre: Korsenin ne kadar süreyle kullanılması gerektiği, deformitenin şiddetine, hastanın yaşına ve tedaviye verdiği yanıta bağlı olarak değişir. Genellikle birkaç ay ila birkaç yıl arasında bir kullanım süresi gerekebilir. Doktor veya ortez uzmanı, düzenli kontrollerle tedavi sürecini takip eder ve kullanım süresini ayarlar.
  • Kullanım Sıklığı: Başlangıçta korse genellikle günde 20-23 saat gibi uzun sürelerle takılır. Tedavi ilerledikçe ve düzelme sağlandıkça, kullanım süresi kademeli olarak azaltılabilir. Doktorun veya ortez uzmanının talimatlarına kesinlikle uyulmalıdır.

Nasıl Kullanılır:

  • Korse, ciltle doğrudan temasını engellemek için genellikle ince bir giysi (tişört gibi) üzerine giyilir.
  • Korse, doğru pozisyonda ve uygun sıkılıkta ayarlanmalıdır. Çok sıkı olması rahatsızlığa ve cilt sorunlarına yol açabilirken, çok gevşek olması etkinliğini azaltır.
  • Korseyi takarken ve çıkarırken doktorun veya ortez uzmanının gösterdiği talimatlara uyulmalıdır.
  • Cilt tahrişini önlemek için cilt temizliğine özen gösterilmelidir.
  • Korse kullanım sürecinde düzenli doktor kontrolleri önemlidir.

Güvercin Göğsü Ameliyatı Kaç Yaşında Yapılabilir?

Güvercin göğsü ameliyatının zamanlaması, hastanın durumuna ve seçilen cerrahi tekniğe göre değişir.

  • Ravitch Prosedürü (Açık Cerrahi): Genellikle ergenlik dönemi sonu veya yetişkinlik döneminde, kemik ve kıkırdak yapısının daha stabil hale geldiği zaman tercih edilir.
  • Abramson Prosedürü (Minimal İnvaziv): Genellikle ergenlik döneminde, kemik ve kıkırdak hala daha esnekken uygulanması daha kolay olabilir ve daha iyi sonuçlar verebilir. Ancak yetişkinlerde de uygulanabilir.

En uygun zamanlama, hastanın bireysel durumuna göre göğüs cerrahisi uzmanı tarafından belirlenir. Doktor, deformitenin şiddetini, hastanın büyüme potansiyelini, psikolojik etkilenimini ve diğer sağlık faktörlerini değerlendirerek en uygun zamanı ve cerrahi tekniği belirleyecektir.

Güvercin Göğsü Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

Her cerrahi müdahalede olduğu gibi, güvercin göğsü ameliyatının da potansiyel riskleri vardır. Bunlar, seçilen cerrahi tekniğe ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişebilir. Olası riskler şunlardır:

  • Enfeksiyon: Ameliyat bölgesinde enfeksiyon gelişebilir. Antibiyotiklerle tedavi edilir, ancak bazı durumlarda ek cerrahi müdahale gerekebilir.
  • Kanama: Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama olabilir. Nadiren kan transfüzyonu gerekebilir.
  • Ağrı: Ameliyat sonrası ağrı normaldir ve ağrı kesicilerle kontrol altına alınır. Kronik ağrı nadir görülür.
  • Akciğer Sorunları: Özellikle açık cerrahi sonrası pnömoni (zatürre) veya akciğer sönmesi (pnömotoraks) gibi solunum sorunları gelişebilir.
  • Kalp Sorunları: Nadiren kalp ritim bozuklukları veya diğer kardiyovasküler komplikasyonlar görülebilir.
  • Metal Barla İlgili Sorunlar (Abramson Prosedürü): Barın yerinden kayması, cilt altında tahrişe neden olması veya enfeksiyon gelişmesi gibi durumlar nadiren görülebilir ve ek cerrahi müdahale gerektirebilir. Barın çıkarılması da ayrı bir cerrahi işlemdir.
  • Anesteziye Bağlı Riskler: Her türlü anestezi uygulamasının kendine özgü riskleri vardır (alerjik reaksiyonlar, solunum veya dolaşım sorunları gibi).
  • Nerve Hasarı: Ameliyat sırasında nadiren sinir hasarı meydana gelebilir ve bu da geçici veya kalıcı his kaybına veya güçsüzlüğe yol açabilir.
  • Kozmetik Sonuçlarda Beklenti Dışı Durumlar: Ameliyat sonrası göğüs duvarının tam olarak istenilen şekilde düzelmemesi veya asimetri gibi durumlar nadiren görülebilir.

Ameliyat öncesinde göğüs cerrahı, olası riskleri detaylı olarak hastayla ve ailesiyle paylaşır ve sorularını yanıtlar.

Spor Yapmak Güvercin Göğsü Görünümünü İyileştirir Mi?

Spor yapmak doğrudan güvercin göğsünün kemik ve kıkırdak yapısını değiştirmez. Ancak düzenli egzersiz, dolaylı yollardan görünümü iyileştirmeye yardımcı olabilir:

  • Göğüs ve Sırt Kaslarını Güçlendirmek: Özellikle göğüs kaslarını (pektoral kaslar) ve sırt kaslarını (romboidler, trapezius) güçlendiren egzersizler, göğüs kafesine daha dolgun ve dengeli bir görünüm kazandırabilir. Sırt kaslarının güçlenmesi postürü düzelterek çıkıntının daha az belirgin olmasına yardımcı olabilir.
  • Genel Vücut Kondisyonunu İyileştirmek: Sağlıklı bir vücut ağırlığı ve iyi bir kas tonusu, vücut proporsiyonlarını iyileştirerek güvercin göğsünün dikkat çekiciliğini azaltabilir.
  • Özgüveni Artırmak: Düzenli egzersiz, genel sağlık ve zindelik düzeyini artırarak kişinin kendine olan güvenini olumlu yönde etkileyebilir.

Özellikle yüzme, barfiks, kürek çekme ve ağırlık kaldırma gibi egzersizler postürü düzeltmeye ve göğüs/sırt kaslarını güçlendirmeye yardımcı olabilir. Ancak, egzersiz programına başlamadan önce bir doktora veya fizyoterapiste danışmak önemlidir.

Güvercin Göğsü Nefes Darlığı Yapar Mı?

Çoğu vakada, güvercin göğsü nefes darlığına neden olmaz. Kalp ve akciğerlerin fonksiyonları genellikle normaldir. Ancak, şiddetli vakalarda, öne doğru belirginleşen göğüs kemiği akciğerlerin tam olarak genişlemesini engelleyebilir ve bu durum özellikle egzersiz sırasında veya yoğun aktivitelerde hafif nefes darlığına yol açabilir. Bu durum nadirdir.

Eğer güvercin göğsü olan bir kişi nefes darlığı yaşıyorsa, bu durumun güvercin göğsüyle doğrudan ilişkili olup olmadığını veya başka bir solunum veya kardiyovasküler sorununun olup olmadığını belirlemek için bir doktora başvurması önemlidir.

Güvercin Göğsü Sadece Estetik Bir Sorun Mudur?

Çoğu insan için güvercin göğsü öncelikle estetik bir sorundur. Fiziksel sağlık üzerinde genellikle önemli bir olumsuz etkisi olmaz. Ancak, daha önce de belirtildiği gibi, bazı kişilerde hafif fiziksel semptomlara (nefes darlığı, göğüs ağrısı, yorgunluk) ve özellikle ergenlikte güvercin göğsü önemli psikolojik etkilere (özgüven eksikliği, sosyal kaygı, vücut algısı sorunları) yol açabilir.

* Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu Katkı Sağlamıştır .
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
tag Icon
göğüs
kafes
tedavi
Talep & Bilgi Alma
Tümü
Chevron Down

Versiyon Geçmişi
Güncel Versiyon
18 Nisan 2025 13:44:03
Liv Yayın Kurulu
Sayfanın linki başarıyla kopyalandı!